25 Şubat 2013 Pazartesi

Giresun Yolu


BİR YOL HİKAYESİ-150 YILLIK SORUN: ŞEBİNKARAHİSAR-GİRESUN YOLU

Şebinkarahisar Giresun Yolu'nun tarihi, iki ayrı yazı halinde  Yeni Şebinkarahisar Gazetesi'nde yayınlamıştı. İki yazıyı birleştirerek burada sunuyorum. Bu yazı, aşağıda yerel siyaset başlığı altındaki Eğribel Tüneli'ne ilişkin yazı ile birlikte değerlendirilmelidir. 
Asarcık Virajları 1950 (Kaynak,  www. facebook.com/Sebinkarahisar.Tarihi)

           "Bir yolun öyküsü veya tarihi olur mu? Bu yol, Giresun Şebinkarahisar Yolu ise, hikayesi de olur, tarihi de. Hatta üzerine şiir de yazılır.
            19 Yüzyılda Giresun Kazası’nın en önemli karayolu Giresun’u Şebinkarahisar’a bağlayan yoldu. 19 Yüzyılda büyük bölümü Sivas Vilayeti’nin sınırları içinde kalan Giresun Şebinkarahisar Yolu’nun      Giresun’dan 30 km uzaklığa kadarki bölümünün genişliği 7 metre idi. Yol 30 km’den sonra dağlık arazide daralmakta, kimi yerlerde eni 4 metreye ve hatta 3 metreye kadar inmekteydi. Yan yana iki aracın aynı anda geçişine elverişli olmayan bu yol derin uçurumlar nedeniyle oldukça tehlikeliydi. Darlığına, tehlikesine ve Şebinkarahisar’daki bölümleri henüz tamamlanmamış olmasına karşın bu yol, uzun yıllardan bu yana kervanlara geçit vermekteydi.
Şebinkarahisar-Giresun Yolu (eski ve yeni  yol bir arada Asarcık)
             Giresun Şebinkarahisar Yolu’nun Trabzon Vilayeti’nin sınırları içinde kalan bölümünün uzunluğu 50 km, toplam uzunluğu ise 122 km idi. Cuinet’in belirttiğine göre, Giresun Şebinkarahisar Yolu’nun yapımına 1870’de başlanmış 1890’ların başında henüz bitirilememişti. Bunun başlıca nedeni Trabzon ile Sivas Vilayetleri arasındaki sınır uyuşmazlıkları idi.
           Tarihçi İlber Ortaylı’ya göre, Giresun Şebinkarahisar Yolu’nun yapımı gündeme getirildiğinde, imtiyaz sahibi Alman ve Fransız şirketleri arasında büyük bir rekabet yaşanmıştı. O dönemde yaklaşık 2000 km uzunluğunda Trabzon-Giresun-Şebinkarahisar-Erzurum Yolu projelendirilmiş ancak yapılamamıştı.
Yolun yapımı sırasında, halen ilçemizin en büyük caddesine ismi verilen Halil Rıfat Paşa, Sivas Valisi, Reşit Paşa da Şebinkarahisar Mutasarrıfı’dır. Halil Rıfat Paşa II. Abdülhamit saltanatında, 7 Kasım 1895 - 9 Kasım 1901 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış, bunun öncesinde de Sivas ve İzmir valilikleri esnasında bu bölgelerde büyük hizmetleri dokunmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. “Gidemediğin yer senin değildir.” sözü tarihe geçmiştir.
          1903 Sivas Vilayet Salnamesine göre,  20. Yüzyıl başlarında, Taşlıyurt-Şebinkarahisar-Giresun arasında, 5-8 metre genişliğinde 104.110 metre yol ve 171 köprü yapılmış, 6277 metre yol, 23 köprü ve 210 metre istinat duvarı onarılmıştır. O dönemde, halen yıkılmış olan Tamzara yakınlarındaki Deliktaş Tüneli yapılmıştır.
           1933 yılında Şebinkarahisar Vilayeti’nin lağvedilmesi ile ilgili kanun görüşmelerinde Meclis’te konuşan Şebinkarahisar Milletvekili İsmail Sabuncu, Giresun Şebinkarahisar Yolu’nu “”sıfırdan başlayarak 45 kilometreden sonra 1900 metreye çıkan sonra 2300 metre irtifadan geçen bir yol” sözleri ile anlatmıştır. 1965 yılında Şebinkarahisar’a gelen Tarım Bakanı Turan Kapan, “Giresun’dan buraya beş saatte geldim. Otuz yıldır araba kullanırım. Yalnız bu yolda başım döndü” şeklinde konuşmuştu.
Eski Yolda Asarcık Virajları
        Osman Kaya’nın anlatmasına göre, 1933 yılında vilayetliğin iadesi için kendisini ziyaret eden Şebinkarahisar heyetinin, “Giresun ile aramızda yol yoktur. Yazın birkaç ayında işleyen kervancılık döneminde kalan bir yoldur, perişan oluyoruz” şeklindeki yakınmalarına karşı, İsmet İnönü, “ben o dağları deldireceğim, size mükemmel yol açtıracağım” cevabını vermişti. 1957 yılında başlayan inşaat, birkaç kez durdurulmuş, 1974 yılında Bayındırlık Bakanı Erol Çevikçe’nin Şebinkarahisar’ı ziyaretinden sonra inşaata tekrar başlanmış ve yol 1987 yılında bitirilmişti.r.
          Giresun Şebinkarahisar Yolu’nun tarihinde Eğribel’den sonra, Asarcık Virajları trafik kazaları yönünden oldukça sabıkalıdır. 1950 yılında, Şebinkarahisar heyetini kabul eden zamanın Başbakanı Şemsettin Günaltay, “Asarcık virajları hatırımdan çıkmaz. Asarcık virajlarında yolculuk yaparken attan düştüm kolum kırıldı” demişti. Birçok araç burada virajı alamadığı için uçuruma uçmuş, yine birçok muavin virajı almaya çalışan aracın geriye kaçmaması için takoz atarken tekerleklerin altında kalarak can vermiştir. Halen kullanılan yolun  ulaşıma açıldığı 1987 yılında 30 kişi trafik kazasında yaşamını yitirmiştir. İlçemizde yayınlanan  Tamzara Gazetesi’nin Temmuz 1952  tarihli ve 7 sayılı nüshasında yer alan haber Giresun ŞebinkarahisarYolu’nda yaşanan trafik kazalarına  bir örnektir. “İlçemiz belediyesinde kayıtlı 15 plaka numaralı kamyonet Giresun’a giderken Karınca mevkiinde duvar uçması yüzünden devrildi. Bir ölü bir yaralı var”
        Ve Eğribel’in sürekli kapanması, Giresun Şebinkarahisar Yolu’nda ulaşım imkansızlığı bugün dahi umur-u adiyedendir."

Roma Antik Yolu
            "Antik çağlardan bu yana kullanılan Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun yapımı Osmanlı döneminde de yılan hikayesine dönmüştü. 1900 tarihli bir arşiv belgesine göre, Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun üçte biri 15 senede, kalan üçte ikisi ise 3,5 ayda tamamlandı.. Diğer deyim ile Osmanlı Döneminde dahi yolun yapımı yıllar aldı. 
             Bilindiği gibi, ilçemize adını veren şap madeni, antik çağlarda Giresun Limanı’na naklediliyor ve yurt dışına ihraç ediliyordu. Yine bu yol, Roma İmparatorluğu zamanında önemli bir askeri yoldu. Her ne kadar 19. yüzyılda askeri önemini kaybetmiş ise de Osmanlı döneminde tahsil edilen “Bac-ı rah-ı Karahisar-ı Şarki” (Karahisar Yolu’nun Vergisi)  önemli bir gelir kaynağı olmuştu. Bu çerçevede tesviyesi ve bakımı da sürekli sorun halini almış, daha 1859 (1275) yılında tesviye için çalışmalar başlamıştı. 1861 (1277) tarihli, Giresun İskelesi ve Karahisar-ı Şarki arasındaki yolun tesviyesinin Padişah'ı memnun ettiği yolundaki bir arşiv belgesine göre, Şebinkarahisar-Giresun Yolu’na o tarihlerde dahi önem verilmekte idi.

Antik Yol üzerinde antik çeşme
                    1869 yılında yürürlüğe giren Turuk ve Maabir (yollar ve Köprüler) Nizamnamesi ile bütün ülkede hızlanan yol yapımları çerçevesinde, Şebinkarahisar-Giresun Yolu da yeniden  ele alınmıştı.1869 yılında Sivas Vilayeti’nin Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun tesviyesi talebi Şura-yı Devlet Nafia Komisyonu tarafından kabul edildi ve Kazgankaya adı verilen mevkiden geçirilmesi istenen yolun yapımı için mühendisler atandı. Ancak 1870 yılında yapılan keşifle Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun Kazgankaya’dan geçirilemeyeceği, Roma İmparatorluğu zamanında da yol güzergahında yer alan Lapa Ormanlarından geçirilmesi gerektiği fikrine varıldı. Bu arada ikinci sınıf yol statüsü ile Ordu-Mesudiye (o tarihteki isimleri ile Bucak-Milas) yolunun yapılması da kararlaştırıldı. Yolların yapımı için gereken masrafın bir kısmı bütçeden karşılanacak, geri kalan ise “amele-i mükellefe” hizmetine sayılacaktı. Yolun 3 sene de bitirilmesi öngörülmesine rağmen, Trabzon Vilayeti’ne bağlı Giresun tarafında çalışmalar büyük bir hızla sürerken, Sivas Vilayeti’ne bağlı Karahisar-ı Şarki sınırları içerisinde uzun süre inşaata başlanamadı. 1874 yılında Giresun Trabzon’dan alınarak Karahisar-ı Şarki’ye bağlandı ve Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun 6 yılda bitirilmesi kararlaştırıldı.
                Zaman zaman güzergah değişiklikleri gündeme gelen  Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun 18 km’si 1882 yılında, 29 km’lik kısmı 1883 yılında şose olarak yapıldı. Bu tarihte 51 km’si genişletilerek araba yolu haline getirildi. Karahisar-ı Şarki Mutasarrıfı Enis Efendi’nin gayretleri ile yol tamamen bitirilerek 1885 yılında ulaşıma açıldı.
                Bugünün siyasetçi ve yöneticileri anlamamakta dirense de, bu yolun önemi o tarihte dahi dile getirilmişti. 1887 tarihli Trabzon Vilayet Salnamesi’ne göre, Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun hizmete açılması ile birlikte Giresun’a haftada 5-6 vapur uğrayarak ticari eşya ve emtia alıp vermeye başladı.
                Cumhuriyetin ilk yıllarında “Giresun-Erimez Hanları-Gavur Hendeği-Sipahiler Köprüsü-Despot Suyu-Kulakkaya-Süllü Köyü-İkisu-Tamdere-Asarcık-Tamzara ve Şebinkarahisar” güzergahında ulaşıma açık olan Şebinkarahisar-Giresun Yolu sıkıntılı bir yoldu. Kış aylarında kapanan yol, diğer aylarda heyelan, duvar ve köprü çökmesi nedeniyle sık sık ulaşıma kapanıyordu. Her yıl 5-10 kişinin donarak öldüğü Eğribel’de, Jandarma Cankurtaran Karakolu vardı ve bu karakolun da özellikle kış aylarında yolcuların yol bulmasını sağlamak için çanı bulunmakta idi. 1926 yılında bir otomobil Giresun’dan Şebinkarahisar’a kadar gelebilmiştir. Giresun’lu şair Can Akengin’in beyanına göre, otomobil Şebinkarahisar’a ulaştığında bayramı andıran bir karşılama yapılmıştır. Aynı yıl Haziran ayında da Giresun ve Şebinkarahisar arasında seferler başlatılmıştı.
                Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun önemi Cumhuriyetin ilk yıllarında da yerel basın tarafından dile getirilmişti. Bugünkü yerel basının ilgisizliğinin aksine, o tarihlerde Yeşil Giresun Gazetesi’nde ve İzler Dergisi’nde, Şebinkarahisar-Giresun Yolu ile ilgili birçok haber ve yazıya rastlamak mümkündü ve bu yolun önemi sık sık dile getiriliyordu.
                Bu arada, 1912 yılında Şebinkarahisar-Giresun arasında dar bir demiryolu yapılıp yapılamayacağı da incelenmiş ancak yapılamayacağı sonucuna ulaşılmıştı. Yine 1912 yılında Dereli üzerinden Şebinkarahisar’a ulaşması planlanan bir yolun da yapımına başlanmış, ancak 1936 yılın da bu yolun yapımına hız verilmişti.
                Bir konuyu da anmakta fayda var. 1933 yılında vilayetliğin iadesi için kendisini ziyaret eden Şebinkarahisar heyetinin, “Giresun ile aramızda yol yoktur. Yazın birkaç ayında işleyen kervancılık döneminde kalan bir yoldur, perişan oluyoruz” şeklindeki yakınmalarına karşı, , “ben o dağları deldireceğim, size mükemmel yol açtıracağım” cevabını veren İsmet İnönü, 1935 yılında hazırladığı ve Atatürk’e sunduğu “Kürt Raporu” adı verilen raporunda, “Bayburt, Kelkit, Şiran, Alucra, Şebinkarahisar, Koyulhisar, Reşadiye, Niksar, Erbaa noktalarından geçen uzunluğuna ve Karadeniz’den gelen bütün irtibat yolların değen bir güzergahın tayini” önermişti. (2008)" 

KAYNAKLAR      : 1- Saygı Öztürk, İsmet Paşa’nın Kürt Raporu, İst, 2007
                                 2- Yrd. Doç Dr. Selahattin Tozlu, “Giresun Şehri’nin Kara ve Deniz Ulaşımı”
                                 3- Yrd. Doç Dr. Sadık Sarısaman “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Giresun”
                                 4- Dr. Nazım Elmas, “İzler’deki Şebinkarahisar”
                                 4- www.devletarsivleri..gov.tr

Bu konuda okunması tavsiye edilen yazılar
1-   http://muratdursuntosun.wordpress.com/2012/12/26/uzun-bir-yol-hikayesi-ordu-giresun-karahisar-yolu/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder