23 Şubat 2013 Cumartesi

Alucra'da Rus Teyyaresi



                                                 ALUCRA'DA BİR RUS TEYYARESİ                                                                               

1. Dünya Savaşında taraflar sadece karada ve denizde değil, havada da savaştılar. İtalya’nın Trablusgarp Savaşı’nda uçaklardan faydalanması üzerine devlet içerisinde havacılığın önemi iyice anlaşıldı. Bu nedenle 1910 yılında düşünsel anlamda temelleri atılan Türk Hava Kuvvetleri, Birinci Dünya Savaşı öncesi ilk faaliyetlerine başladı ve bu kapsamda Balkan Savaşı sırasında görev yaparak dünya askeri havacılık tarihindeki yerini aldı. Yeşilköy’de Kara Tayyare Mektebi ve Deniz Tayyare Mektebi kurulması ardından havacı personel yetiştirmeye de başladı ve en önemli zaferini Çanakkale Cephesi’nde kazandı.
Kaynak http://www.tayyareci.com 
Satın alınarak 15 Mart 1912’de İstanbul’a gelen iki uçakla, eğitimlerini bitirip yurda dönen ilk pilotlarımız Fesa ve Kenan Beyler uçmaya başladı ve uçuş okulu da 3 Temmuz1912’de resmen açıldı. Balkan Savaşları dünya havacılık tarihinde birbiriyle çatışan tarafların karşılıklı olarak hava gücü kullandığı ilk savaş oldu. Halkın bağışlarıyla hava gücünün arttırılması amacıyla Fransa’ya ısmarlanan uçaklara Fransa tarafından el konuldu, bunlardan bir bölümü ise Süveyş Kanalı’nda Türk Ordusu’na karşı kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı’nın  başlangıcında üçü faal, ikisi tamirde 5 kara ve 2 deniz uçağı ile savaşa girildi, bu kuvvet 1915 sonunda 40 uçağa, sonraki yıllarda ise 100 uçağa yükseltildi. Tüm savaş boyunca Alman Paşa Bölükleri’nin 150 uçağı da dahil olmak üzere 450 uçak Türk Ordusu’nda görev aldı.
Uçaklar Osmanlı-Rus Savaşında da her iki tarafça kullanıldı. Osmanlı Ordusu'nun, 1 Gotha ve 1 Albatros tipi uçaktan oluşan  7.Tayyare Bölüğü 3. Ordu emrinde Erzincan'da konuşlandırıldı ve 25 Temmuz 1916’da Erzincan’ın işgal edilmesi sonrasında Suşehri'ne taşındı. Taşınma esnasında Bölükteki Albatros uçağı Suşehri'ne giderken Zara'da mecburi iniş yapmak zorunda kaldı ve uçak onarılamayacak şekilde hasara uğradı, pilotun ayağı kırıldı. Bölük mevsimin uçuşa uygun olmayan günlerinde uçamaz durumda olan uçaklarını onardı, uçuşa elverişli havalarda keşif ve taarruz görevlerine devam etti. Bölükteki Alman Albatros Werke GmbH tarafından tasarlanan, Albatros ve Bayerische Flugzeugwerke-München firmaları tarafından üretilen Albatros C-III tipi uçak,  1916’den itibaren Osmanlı Ordusu’nda da göreve girdi. 1922 yılına kadar kullanılan ve İstiklal Savaşı’nda da görev yapan bu uçaktan 66 adet silahlı kuvvetler envanterinde yer aldı.
Başlangıçta Yeşilköy’de Başkomutanlık Vekaleti emrinde olan  8. Tayyare Bölüğü'nün ise  yarısı bir süre sonra Giresun'a gönderildi.  Rusların 30 Mart 1917 tarihinde Giresun'u bombalaması üzerine de 1 Albatros ve 1 Rumpier tipi uçaktan oluşan 8. Teyyare Bölüğü de  Suşehri'ye taşındı. O tarihte Suşehri'de ikisi Türk pilotların elinde 5 uçak bulunmaktaydı.  Ruslar çekilince de her iki bölük Kelkit'e intikal ettirildi.
Savaş sırasında 13 Şubat 1917'de Rus uçakları Refahiye'yi bombaladılar. 16 Haziran'da bir Rus uçağı Suşehri'ne kadar gelerek şehri bombardıman etti ve bu sırada havalanan Albatros tipindeki Türk uçağı hava muharebesi yapmak üzere düşmana yaklaştı ise de düşman muharebeyi kabul etmeyerek uzaklaştı. 30 Haziran 1917 günü Guadron G-IV tipi çift motorlu Rus uçağı Kelkit zannederek yanlışlıkla Alucra'ya indi. Uçak sağlam olarak ele geçirilerek pilot ve rasıtı (gözetleyicisi) esir edildi. Astsubay Vecihi (Hürkuş) 17 Temmuz 1917 günü bu uçağı uçurarak Suşehri'ne getirdi. Ancak,  26 Eylül 1917 günü de pilot Vecihi (Hürkuş) ve rasıtı Yüzbaşı Şükrü (Koçak) Bey (sonra THK Başkanı, Erzurum Milletvekili) bu Rus Guadron uçağını Kelkit Çayı'na düşürdü.
Vecihi Hürkuş (Kaynak wikipedia)

1896-1969 yılları arasında yaşamış olan Vecihi Hürkuş, 1917 sonbaharında  Kafkas cephesine, 7. Tayyare Bölüğü’ne atandı. Orada bir uçak düşürerek Kafkas Cephesinde uçak düşüren ilk Türk tayyarecisi oldu. Savaş sırasında Ruslar onun uçağına "Kara Tehlike" adını verdiler. 8 Ekim 1917'de, rasıtı Üsteğmen Bahattin Bey ile birlikte Erzincan hava alanını bombalamak ve keşif yapmak üzere verilen görevde düşman uçağı ile yaptıkları hava muharebesinde isabet alarak iniş yapmak zorunda kaldı. Uçağını Ruslara teslim etmemek için yaktı. Esir olarak Hazar Denizi’ndeki Nargin adasına gönderildi. Azeri Türklerinin yardımı ile adadan yüzerek kaçtı. Birlikte kaçtığı bir arkadaşıyla Erzurum’a kadar yaya olarak geldi. Vecihi Hürkuş, 1924'te ganimet olarak Yunanlılardan ele geçen motorlardan yararlanarak ilk Türk uçağını imal etti. 28 Ocak 1925'de "VECİHİ K-VI"adını verdiği uçağını uçurdu.
KAYNAKÇA
1- Çanakkale Savaşında Türk Hava Harekatı, Soner Oran, Yüksek Lisans Tezi, 2006
2- Fevzi Çakmak, Büyük Harp'te Şark Cephesi Harekatı, İş Bankası Yay. 2011
4- http://tr.wikipedia.org/wiki/Vecihi_H%C3%BCrku%C5%9F

Bu makale Yeni Şebinkarahisar Gazetesi'nin 30.11.2012 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder