24 Şubat 2013 Pazar

Taşhan


                 TAŞHAN, TABAN AHMET AĞA'NIN YAPTIRDIĞI TAŞHAN DEĞİL
                                                                                                           
                Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ile Giresun Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Taşhan'ın da Meryem Ana Manastırı gibi turizme kazandırılacağını  söyledi ya bu yapının tarihini doğru bilmek gerekir diye düşünüyoruz.
                Taşhan ile ilgili yazılarda ve bilgi tabelalarında bu yapının 16. yy'da  Taban Ahmet Ağa tarafından yaptırıldığı ifade ediliyor. Gerçekten öyle mi? Diğer deyim ile  Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı taşhan bu taşhan mı?
                Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı Taşhan ile ilgili ayrıntılı bir bilgi Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde bulunuyor . Evliya Çelebi  Şebinkarahisar'dan bahsederken, "çarşıları o kadar süslü değilse de (Taban Ahmet Ağa'nın) yaptırmış olduğu kargir bedestan yeni dükkanları vardır. Ortası geniş caddedir. Üzeri örtülü olup iki başında sağlam kapıları vardır. Her gece kapanır, gözcüleri vardır. Bu bedestanın şehire bakan kapısının iç tarafında… aslan derisini pamuk ile doldurmuşlar" şeklinde Taşhan'ı da anlatıyor. Bu anlatıma göre Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı Taşhan, iki tarafından birisi şehire bakan iki kapısı ve iki yanında dükkanlar olan, üstü kapalı  bir caddeden ibaret . Şimdi ayakta olan Taşhan ise iki katlı, bilenlerin anlattıklarına göre iki katın da ayrı kapısı olan bir yapı. Yani, Evliya Çelebi'nin tarifi ile bugünkü Taşhan'ın yapı şekli birbirini tutmuyor. Eski fotoğraflarda da Fatih Camii'nin arkasında ve yanında iki büyük bina yer alıyor.  Birisi şu anda yarısı yıkık olan Taşhan. Diğeri ise 1939 depremine kadar cezaevi olarak da kullanılan ancak bugün küçücük bir duvar parçası bulunan bir yapı ki bu da Osmanlı belgelerinde Taşhan olarak isimlendiriliyor.  Canlı tarih kaynaklarına göre, bu “Eski Taşhan”ın iki kapısından giriş kapısı şu anda Fatih Camii musalla taşının bulunduğu yerde yer alıyordu. 1939 depreminde bir mahkumun ölmesi üzerine Taşhan ceza evi olarak kullanılmaktan vazgeçiliyor, bina 1950’lerde özel şahsa satılıyor. Taşhan’ı alan kişi binanın taşlarını sattığı için de bina zaman içerisinde yıkılıp yok oluyor.
1920'lerde varlığını koruyan eski ve yeni Taşhan'lar
                Bugünkü yarısı yıkık  ve Taşhan'ın  üzerinde özel şahıs arazisi içinde bir kilise yıkıntısı bulunuyor. Bu kilise yıkıntı sı  ile Taşhan'ın doğuya bakan duvarları bir bütün. Diğer deyim ile bu Taşhan ile Kilise aynı anda ve birlikte yaptırılmış. Yıkıntı bir Ermeni kilisesine ait. 1964 yılında Yunanistan'da yayınlanan bir kitapta yer alan ve 1914 yılındaki Şebinkarahisar'ı anlatan krokide Fatih Camii yanında Ermeni Kilisesi'nin bulunduğu görülüyor. Buraya ait olduğunu düşündüğümüz bazı tapu kayıtlarında "sınırları üç tarafı yol bir tarafı Ermeni kilisesi" olarak gösterilen bu Taşhan'dan "yirmiyedi dükkan ve dokuz odadan oluşan eski taş han olarak bilinen han" olarak bahsediliyor ve Ermeni Kilisesi adına mütevellisi  Keşiş  Kaspar adına kaydedildiği ifade ediliyor. Müslüman olan Taban Ahmet Ağa'nın  veya Osmanlı Yönetiminin  Müslüman Türkler tarafından yaptırılmış  bedestanın veya Taşhan'ın üzerine Ermeniler tarafından bir  kilise yapılmasına izin vermesi mümkün değil.  Nitekim  çocuklukları babalarının dükkanında geçen canlı tarih kaynakları tarafından , Osmanlı'nın son zamanlarında  bir Ermeni tarafından "bir manda derisi dolusu altın harcanarak" yaptırıldığı  ifade ediliyor.  Hatta  yapıyı  tamamlayabilmek için yanına ortak dahi aldığı söyleniyor.
Taşhan üzerinde bulunan Ermeni Surp Asdadvadzadzin Kilisesi

Taşhan ile Ermeni Surp Asdvadzadzin Kilisesi'nin ortak duvarı
                Habib Rıza Efendi de, 1933 yılında yazdığı  aile tarihçesinde Şebinkarahisar'dan ve ekonomisinden bahsederken "Etrafta  nadir bulunan işte bu meydanda görülen taşhanlar ticaret ocağı ve bunlardan başka Müezzin oğlu hanı ve Kızıloğlu’nun hanı ve Urlu Kaspar’ın hanı ve Divrik’linin hanı ve Şeditoğlu’nun hanı , Sabuncu zadelerin hanı ağızlarına kadar tüccar idi" şeklinde bilgi veriyor. Yine bu tarihçede "eski taşhanda yerli mensucatı üzerine iş yapan beş on mağaza" olduğu belirtildiğine göre, diğer deyim ile eski  bir taşhandan bahsedildiğine göre, şimdiki Taşhan'ın daha sonra yapıldığı anlaşılıyor. Yine bu aile tarihçesinde yer alan bilgiye göre, 18 Şubat 1878 (1295) günü Müezzinoğlu’nun hanından çıkan  ve  Şebinkarahisar Çarşısı’nın dörtte üçü yanmasına neden olan yangında birçok han yandığı gibi,  içinde gaz, zeytinyağı, beziryağı ve neft yağları depolanmış olan yeni taşhan da  yandı. Taşhan’ın sahipleri olan Ermeni asıllı Altunoğuları, taşhanın boşaltılması teklifini, “biz taşhanı bugünler için yaptık, siz caminizi kurtarın” diyerek reddettiler. Bu bilgi de şu andaki Taşhan'ın "Yeni Taşhan" olduğunu ve Ermeni yapısı olduğunu doğruluyor.
Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı ve 1950'lerde yıkılan Eski Taşhan'dan kalan duvar parçası
   
Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı Taşhan (önde solda üçgen bina )ile bugün kalıntısı olan Taşhan ve 
                                                              Taş Mescit, Fatih Camii
                    (Facebook'ta yayınlanan videodan ekran görüntüsü olarak alınmıştır.27.02.2017)


Fotoğraftan Ayrıntı  (Facebook'ta yayınlanan videodan ekran görüntüsü olarak alınmıştır.27.02.2017)


Bugün kalıntısı olan Taşhan'ın içi
(Kaynak       Pierre de Gigord collection of photographs of the Ottoman Empire and the Republic of Turkey. Series II. Albums of various formats (http://hdl.handle.net/10020/cat359924)
http://rosettaapp.getty.edu:1801/delivery/DeliveryManagerServlet?dps_pid=IE2592287)


Taban Ahmet Ağa'nın yaptırdığı Taşhan (solda )ile bugün kalıntısı olan Taşhan ve Fatih Camii
(Kaynak       Pierre de Gigord collection of photographs of the Ottoman Empire and the Republic of Turkey. Series II. Albums of various formats (http://hdl.handle.net/10020/cat359924)
http://rosettaapp.getty.edu:1801/delivery/DeliveryManagerServlet?dps_pid=IE2592287)

KAYNAKLAR
1-  Koloneia Dini Bölgesi İle Nikopolis’in Tarihi ve Folkloru, Atina 1964,
2- Habip Rıza Aile Tarihçesi
3- Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 3. Kitap
4- Canlı tarih kaynakları, Mehmet Çakın, Reşat Şekeroğlu, ...
5- Aram Haigaz,  The  Fall of The Aerie, ABD 1935

Bu yazı Sn Ünsal Çalık ile birlikte hazırlanmış ve Yeni Şebinkarahisar Gazetesi'nin 05.10.2012 tarihli sayısında yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder