23 Şubat 2013 Cumartesi

Dukkamma


ŞEBİNKARAHİSAR'IN 3500 YIL ÖNCEKİ ADI NE İDİ?
                                                                                

3500 yıl önce Anadolu'da Asur Ticaret Kolonileri çağında ve sonrasında da 3300 yıl önce Hitit Devleti/İmparatorluğu döneminde Şebinkarahisar'ın ve Şebinkarahisar'da yaşayan halkın adı neydi?
Şebinkarahisar tarihi anlatılırken/yazılırken, Hitiler döneminde Şebinkarahisar'ın Azzi-Hayaşa ülkesinde olduğu, Kaşkaların yaşadığı belirtilmesine karşın, o dönemdeki adının ne olabileceği yolunda bir bilgiye yer verilmiyor.
Hititlerden önce Anadolu'da Assur'lulara ait ticaret kolonileri bulunuyordu.Yönetim merkezleri bugünkü Kuzey Irak olan Assur'lu tüccarlar, Anadolu'da kurdukları 40 kadar koloni şehrinde Anadolu halkları ile ticaret yapıyor, Anadolu'dan aldıkları madenleri Mezopotamya'ya götürüyor, oradan getirdikleri kumaş ve işlenmiş eşyaları da Anadolu'da satıyorlardı. Assur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Anadolu’nun bilinen halkları Hattiler, Luwiler, Hurriler ve Anadolu’ ya ticaret amacıyla gelen Assurlular’ dır.
Şebinkarahisar'daki şap madeninin de o tarihlerde biliniyor olması gerekir ki, Assur metinlerinde geçen bazı yer adlarının Şebinkarahisar'a ait olabileceği ifade ediliyor. Örneğin Assur tabletlerinde okunan “Šarla memleketinde Šabua’lılar” ifadesi içinde geçmekte olan " Šabu’a"nın veya ses bezeri olan " Šapa"nın,  Şebinkarahisar'a "lokalize edilebileceği" araştırmacılar tarafından belirtiliyor. Yine aynı şekilde "Ura" isminin de Şebinkarahisar olabileceği söyleniyor.

200 yıl süren Assur Ticaret Kolonileri Çağı'ndan sonra, Anadolu'ya dışarıdan geldiği kabul edilen Hitit'ler, zamanla Anadolu'daki şehir devletlerini egemenlikleri altına alarak imparatorluk boyutuna ulaşan bir devlet kurdular. Yaptıklarını ve yaşadıklarını da toprak tabletlere çivi yazısı ile yazarak anlattılar. Arkeolojik kazılarda bulunan bu tabletler okundu ve Hitit'lerin tarihini yazmakta önemli bir kaynak  olarak kullanıldı.
Hitit İmparatorlarından II. Murşili adı ile bilinen yaklaşık 3350 yıl önce ülkesini yöneten imparatorun  yıllıklarında Hitit ülkesinin doğusunda bulunan Azzi - Hayaşa yönünden Yukarı Ülke şehirlerine gelen saldırılardan söz edilir. Azzi ve Hayaşa olarak verilen iki ismin, tek bir kral tarafından yönetilen iki ayrı politik gücü mü yoksa iki farklı coğrafi bölgeye yayılmış kabileler konfederasyonu şeklindeki tek bir politik gücü mü ifade ettiği halen tartışılan bir konudur. Ancak Murşili’nin 10. ve 11. yıllarındaki olayları nakleden tabletlere göre Hititler daha çok Azzi ülkesini muhatap alan ilişkiler içerisinde görülmektedir.
Azzi-Hayaşa Ülkesi'nin Giresun- Şebinkarahisar- Kemah'ın doğusunda, özellikle de Kelkit-Çoruh Nehir Vadileri'nde  bulunduğu, Kaşkaların ise Ordu'dan itibaren batıya doğru Orta Karadeniz'de bulundukları, Kaşkalar  ile Azzi'ler arasındaki sınırın Ordu'dan başladığı kabul ediliyor.
Murşili II, tahta çıkışının 10. yılında (olasılıkla M.Ö. 1335 yılında) Azzi-Hayaşa seferine çıkar. Sınır bölgesinde bulunan Ingalava şehrinden hareketle Azzi- Hayaşa üzerine yürür. Aripša ve Dukkamma dışındaki şehirler savaştan çekinirler. Aripša'lıların gece baskınını engelleyen, Murşili II şehirlerini çok ağır şekilde yağmalatır. Bu durum karşısında Dukkammalılar teslim olacaklarını, Hitit ordusuna gönüllü katılacaklarını, ancak şehirlerinin yağmalanmamasını ister. Dukkammalılardan 3000 kişiyi Hattuşaş’a götürmek için ayıran Murşili II, şehrin   yağmalanmasını önler. Murşili, 11. hükümdarlık yılında yine Azzi’ye karşı sefere çıkmaya hazırlanırken, "Halimanalı Muttiş" adında bir elçi, Azzi Ülkesi’nin vasallık isteğini iletir. Bununla beraber 1000 kadar sivil esirin de iadesi yapılınca, Murşili seferinden vazgeçerek, Azzi’yi vasallığa kabul eder.
Burada adı geçen " Aripša "nın Giresun, "Dukkamma"nın ise Şebinkarahisar olduğu genel kabul görmektedir. Kimi yazarlarca  "Ura" ve "İngalava" isimleri de Şebinkarahisar ile eşitlenmektedir.
Bazı yazarların Aripša ve Dukkamma'nın Van Gölü civarında veya Erzincan'da kaybolmuş bir göl çevresinde aranması tezlerine, Hititlerin Aripša için söyledikleri "denizin içindeki şehir" tanımlamasının Giresun'a uyduğu, Dukamma'nın da Şebinkarahisar olacağı, Hititlerin hiçbir zaman Van'a ve Erzincan'a ulaşamadıkları gerekçesi ile karşı çıkılıyor. Bu arada Bayburt'lular "Dukamma"nın Bayburt olduğunu ileri sürmekte iseler de, Hitit metinlerinde önce Aripša'nın, sonra da Dukamma'nın alındığından bahsedildiğine göre Dukamma'nın Bayburt olması mümkün görünmüyor. Dukkamma Bayburt olarak kabul edildiğinde Aripša'nın Gümüşhane veya Trabzon olması gerekiyor ki, Gümüşhane'nin "denizin içindeki şehir" tanımına uyması mümkün olmadığı gibi, Trabzon'un da Bayburt'a olan mesafesi ortada.
Anlatılanlardan varılan sonuca göre, bundan 3500 yıl önce, Şebinkarahisar'ın adı "Šabu’a/ Šapa" ve "Ura", 3300 yıl önce  de "Dukkamma" veya "Ura"dır. Halkı da "Azzi'li"dir.
Bir kısa bilgi daha, o dönemde bugünkü Kelkit Çayı'na da " Kummešmaha " Nehri denilmektedir.

KAYNAKÇA:
1- Eski Asurca Metinlerde Geçen Coğrafya Adları, Remzi Kuzuoğlu, Doktora Tezi, Ankara 2007
2- Büyükardıç Kazısı, S. Yücel Şenyurt, Ankara 2005
3- Hitit Döneminde Anadolu Coğrafyası, Pınar Bülbül Yaman, Yüksek Lisans Tezi, Afyon 2006
4- II Murşili Dönemi, Metin Alpaslan, Doktora Tezi, İstanbul 2006
5- Okçular/Berta Havzası ve Çevresinde Tarihi ve Arkeolojik Araştırmalar, Sefa Yıldırım, 
     Doktora Tezi, Erzurum 2007,
6- Eski Çağda Çoruh Havzası, Veli Ünsal, Doktora Tezi, Erzurum 2006,
7- ilkçağ Tarihinde Tercan ve Yakın Çevresi,  Özden Özdemir, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2005
8- ArkeoAtlas, Sayı 3, 2004

1 yorum:

  1. :Sayfa sayısı belirtebilir misiniz ArkeoAtlas, Sayı 3, 2004

    YanıtlaSil