Aşağıdaki üç yazım Mart 2006'da seri halinde yerel gazetemiz Yeni Şebinkarahisar'da yayınlanmıştı. Aradan geçen 7 yılda yazılar güncelliğinden bir şey yitirmiş değil. Rize Erzurum arasına yapılmasına başlanan yaklaşık 14 km'lik tünel inşaatında 900 metre ilerlenmişken, Eğribel'e yapılması istenen tünelin proje çalışmaları bitirilebilmiş değil. Sivas-Suşehri arasındaki Geminbeli'ne yapılması planlanan tünelin ihalesi de önümüzdeki günlerde yapılacak Şiran-Çamoluk-Gölova arasındaki yolun yapımının bitirilmesi ile de Şebinkarahisar çıkmaz sokak halini almış durumda.
Buyurun 2006 yılındaki görüşlerime. Bugün ile karşılaştırın lütfen.
"EĞRİBEL’E TÜNEL,
NEDEN?
İzleyenler
fark etmiştir. Bu gazetenin her sayısında Eğribel’e tünel yapılması istenmekte,
sürekli olarak gündemde tutulmaktadır. Bundan rahatsız olanlar olduğu gibi,
konunun sürekli canlı tutulmasının sıkıcı olduğunu söyleyenler de çıkacaktır.
Eğribel’e
tünel yapılmasını neden istiyoruz? Çocuklar gibi,” başkasında var ben de
isterim” şımarıklığı ile mi hareket ediyoruz?
Tabii
ki hayır.
Şebinkarahisar’ın
artık çıkmaz sokak olmaktan kurtarılması, ilçemizin ve bağlı olduğumuz ilimizin
kalkınması, vilayetlik gibi tünelin de hakkımız olması, yıllarca çekilen
sıkıntılara son verilmesi, 1933 yılında İsmet İnönü’nün verdiği sözün yerine
getirilmesi, Şebinkarahisar-Giresun Yolu, Doğu Karadeniz’i İç Anadolu ve Akdeniz’e
bağlayan en kısa yol olduğu için tünel istiyoruz.
Sadece
Şebinkarahisar’ın değil, Giresun’un kalkınması, limanın işlemesi için de,
Eğribel’e tünel yapılması gerekli ve hatta zorunlu. Trabzon ve Ordu
bürokratları ve milletvekilleri, Anadolu’nun içlerine daha sağlıklı bir yolla
bağlanabilmek, illerini içeriye açabilmek için çaba harcıyor. Ordu’lu, Ordu’yu, Mesudiye üzerinden Sivas’a
ve İç Anadolu’ya bağlayacak, üzerinde onüç tünelin de yer aldığı, “Dere Yolu”
adı verilen yolun bir an evvel bitirilmesi için çalışıyor. Trabzon’un,
Gümüşhane-Şiran-Çamoluk üzerinden Sivas’a bağlanması için çalışmaların devam
ettiği belirtiliyor. Osmanlı döneminde dahi
limanın canlandırılması için Giresun-Şebinkarahisar Yolu’nun önemi
kavranmış iken, Cumhuriyet döneminde bu yolun es geçilmesini anlamak mümkün
değil.
Şebinkarahisar
yıllardır yol sorunu ile boğuşuyor. Özellikle
kış aylarında Şebinkarahisar-Giresun Yolunda araçlar kelle koltukta
kullanılıyor. İnsanlarımız yolda kalıyor. Tamdere veya Karayolları Bakımevinde,
kuru sandalyeler üzerinde uyumaya çalışıyor. Geçmişte kış boyunca, 6-7 ay, Şebinkarahisar-Giresun Yolu kapandığından,
ilçemiz insanı, Gümüşhane-Tirebolu veya Koyulhisar-Ordu üzerinden bağlı olduğu
vilayetine ulaşmak zorunda kaldı. Saatlerce süren bu yolculuklarda bugüne kadar kaybedilen
zamanın yarattığı ekonomik kayıplar ve çekilen sıkıntılar hesaba katıldığında Şebinkarahisar insanı
tüneli çoktan hak etti. Bugün de aynı sıkıntı Eğribel kapandığında yaşanıyor.
İlçemizin
tanınmış simalarından merhum Osman Kaya, Yeni Şebinkarahisar’da yayınlanan
anısında, 1933 yılında vilayetliğin iadesi için Şebinkarahisar heyetinin İsmet
İnönü’yü ziyaret ettiğini, “Giresun ile aramızda yol yoktur. Yazın birkaç
ayında işleyen kervancılık döneminde kalan bir yoldur, perişan oluyoruz”
şeklindeki yakınmalara karşı, İsmet İnönü’nün, “ben o dağları deldireceğim,
size mükemmel yol açtıracağım” cevabını verdiğini söylüyor. Daha o yıllarda tünel gündemde
yerini alıyor. Vilayetlik talebinde olduğu gibi, tünel konusunda da devlet
büyüklerinin verdiği sözler hava da kalıyor ne yazık ki. Vilayetliğini haksız
yere lağvederek Şebinkarahisar’ı ekonomik geri kalmışlığa ve yalnızlığa iten Devletin,
artık verilen sözleri tutması, İsmet İnönü’nün sözlerini artık hayata geçirmesi
zamanı gelmedi mi sizce? Hasan Tahsin
Okutan, 1944 yılında yayınlanan Şebinkarahisar ve Tarihi kitabında,
“Asarcık’tan girilip Tamdere’den çıkacak bir tünel” isteğini daha o tarihte
dile getirmiştir.
Haritaya
bakıldığında görüleceği gibi, Doğu
Karadeniz’i İç Anadolu’ya ve Akdeniz’e bağlayan en kısa yol,
Şebinkarahisar-Giresun Yolu’dur. Bu yo üzerinde ulaşımı etkileyecek geçit
sayısı da, bu güzergahın önemsenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Giresun-Şebinkarahisar-Sivas
güzergahında Eğribel ve Gemin Beli geçitleri bulunuyor. Trabzon-Gümüşhane-Çamoluk-Sivas
güzergahında Zigana, Kösedağ, Çilhoroz ve Geminbeli geçitleri
Ordu-Mesudiye-Koyulhisar-Sivas güzergahında ise Gürgentepe, Harçbeli, Iğdırdağı,
Geminbeli geçitleri yer alıyor. Eğribel’e tünel yapıldığında Giresun-Şebinkarahisar-Sivas
güzergahında sadece Geminbeli geçidi kalıyor. Bu da, ulaşımın büyük oranda rahatlaması
anlamına geliyor.
Giresun-Şebinkarahisar Yolu'ndan 2010 |
Burada,
halen Şiran-Çamoluk arasında yapımı devam eden, zamanın Adalet Bakanı ve
Gümüşhane Milletvekili Oltan Sungurlu’nun, Şiran Belediye Başkanı’nın isteği
ile başlattığı yol, gelecekte Şebinkarahisar’ı yakından etkileyecek yol olarak
karşımıza çıkıyor. Şebinkarahisar-Suşehri Yolu’nda güzergah değişikliği ve
Eğribel’e tünel yapılmaz ise, Şiran-Çamoluk arasındaki yol ulaşıma açıldığında,
korkarız ki Şebinkarahisar çıkmaz sokak değil, kapalı sokak halini alacaktır.
Bu durumda Şebinkarahisar-Suşehri Yolu, sadece Şebinkarahisar’lının kullandığı,
Şebinkarahisar’a “özel yol” olacaktır. Şu anda dahi yabancı kamyoncuların
korkulu rüyası olan
Şebinkarahisar-Suşehri Yolu, Şiran-Çamoluk yolu ulaşıma açıldığında,
Şebinkarahisar’lı kamyoncular dışında yabancılar tarafından kullanılmayacak.
Şebinkarahisar’ın yalnızlığı daha da artacak.
Bizden
söylemesi."
Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu'ndan |
"BAYBURT-ŞEBİNKARAHİSAR
YOLU
“Bölgesel
ulaşım ağının genel şeması, bölgenin tümünü ülkenin geri kalan bölümü ile bütünleştirirken,
kıyıdaki alanları bölgenin güneyi ile de bütünleştirmek üzere, kuzey-güney
arterlerinin güçlendirmesini vurgulamak durumundadır.
Bu nedenle, bölgesel kalkınma stratejisinin bir parçası olarak, kuzey-güney bağlantı yollarının kurulmasına ve
düzenli bakım/onarımına ihtiyaç olacaktır. Trabzon-Gümüşhane-Bayburt Karayolu
hala bölgeyi güneye bağlayan ana arter olarak görev yaparken, ikinci derece
arterler olarak, Hopa-Borçka-Artvin- Erzurum Yoluna ek olarak, Tokat’a ve İç Anadolu’ya
bağlanan Ünye-Akkuş Yolu; Sivas’a
bağlantı sağlayan Giresun-Dereli-Şebinkarahisar Yolu; ve Gümüşhane’ye ikinci
bir aks olarak bağlanan Tirebolu-Torul Yolu tamamlayıcı ulaşım bağlantıları
olarak görev yapacaktır. Bunlar, tamamlandığında Karadeniz Sahil Yolu ile de
birbirlerine erişme imkanına kavuşacaklardır. Karayolu ağını tamamlamak üzere,
muhtemelen proje dönemi sonrasında, Kelkit ve Çoruh Vadileri boyunca batıda
Niksar ile doğuda Reşadiye, Şebinkarahisar, Şiran, Kelkit, Bayburt ve Artvin’i
bağlayacak şekilde ikinci bir doğu-batı arteri geliştirilecektir.”
Bu satırlar, halen uygulanmakta olan, Doğu Karadeniz
Bölgesel Gelişme Planı’na ait Nihai Rapor’da “Ulaşım Sektörü Gelişme Stratejisi
ve İyileştirme Gereksinimleri” başlığı
altında yer alıyor.
İlçemizin
gelişmesi, çıkmaz sokak olmaktan
kurtulması, Eğribel Tüneli yanında, bu raporda da kabul edilen
Bayburt-Şebinkarahisar-Artvin Yolu’nun da yapılmasına bağlıdır.
Anımsadığımız
kadarıyla, 1974 Ecevit Hükümeti’nin hazırladığı Karadeniz’e paralel yol projesi
vardı. Raporda da belirtildiği şekli ile, Niksar, Reşadiye, Şebinkarahisar,
Şiran, Kelkit, Bayburt ‘tan geçen ve Artvin’e
ulaşan bu proje, daha sonra güzergah
değişikliği ile Suşehri-Erzincan-Erzurum
yolu olarak hayata geçirildi. Şimdilerde, Şebinkarahisar-Alucra-Şiran yolunun
yapımından sonra, Şiran-Kelkit-Köse-Bayburt güzergahında yol yapım çalışmaları
devam ediyor.
Aslında
bu yol sadece Şebinkarahisar’ın geleceği için değil, Bayburt’un geleceği için
de önem arzediyor.
Bayburtlu,
Ankara ve İstanbul’a gitmek için, ya Kop
Dağından geçerek Aşkale’ye iniyor veya Zigana Geçidi’ni aşarak Trabzon’a ulaşıyor.
Şebinkarahisar-Bayburt
Yolu, Bayburt’u batıya bağlayan en kısa ve ulaşımı etkileyen yüksek geçitlerin
yer almadığı en elverişli bir yol niteliğinde.
Bayburtlu
ile birlikte bizim de bu yola sahip çıkmamız gerektiğine inanıyoruz.
1996’da,
TBMM’de bulunan Erzurum Milletvekili Aslan Polat, “Karadeniz sahil yoluna
paralel olan ve onun alternatifi olarak kabul edilen Artvin-Yusufeli-İspir
Bayburt-Köse-Şiran-Şebinkarahisar Devlet yolunun akıbeti hakkında Bayındırlık Bakanlığınca
7.6.1996 gün ve B.09.0BHİ.0.00.00.25-2-A/1768 sayılı yazı da bu yolun iki
etapta ele alındığı Şebinkarahisar-Alucra-Şiran yolunun 1996 yılı yatırım
programında devam ettiği (Artvin-Tortum) Ayr.-Yusufeli-İspir-Bayburt yolunun
ise 1996 yılı yatırım programına yeni iş olarak teklif edildiği ancak DPT
Müsteşarlığınca yapımı uygun görülmeyerek programdan çıkarıldığı
belirtilmiştir. Son derece güvenli ve yörenin ekonomik can damarı olan bu yol
yeni Hükümetçe 1997 yılı yatırım programına alınarak uygulamaya konulacak
mıdır?” şeklindeki soru önergesi ile bu yola sahip çıktığına göre, bizim haydi
haydi bu yola sahip çıkmamız gerekiyor.
Burada, Şebinkarahisar-Suşehri arasında güzergah
değişikliği, bu yolun sağlıklı işleyebilmesi için önemli ve acil bir konu
olarak önümüze çıkıyor.
Şebinkarahisar-Suşehri
arasındaki güzergah, bir yolun nasıl
çekilmez hale getirilebileceğinin tipik bir örneği. Hiçbir yolda böylesine
gereksiz virajlar ve rampalar bulunmuyordur herhalde. Sanki özellikle rampa yapılmak
için projelendirilmiş.
Suşehri
ayrımından Şebinkarahisar Yolu’na giren yüklü bir kamyon 42 kilometrelik bu
yolu üç saatte alabiliyor. Şebinkarahisar’a gelen yabancı kamyoncu bir daha
gelmiyor.
Bu
yolda basit bir iyileştirme değil, güzergah değişikliği yapılması, yolun
dere-tepeden kurtarılması gerekiyor.
Şebinkarahisar’lının
kendi emeği ile kurduğu ve geliştirdiği
Meslek Yüksekokulunu alıp, Şebinkarahisar’lıya nezaketen sorma gereği dahi
duymadan, siyasi gelecekleri olarak gördükleri yeni kurulan bir üniversiteye
bağlayan AKP Giresun Milletvekilleri bu konuda ne düşünüyorlar acaba?
Bu
yolun yapılması da, Eğribel Tüneli hakkında söyledikleri gibi, sahil yolunun
yapılmasından sonraya mı bırakılacak?
Yoksa
bu proje, yayla yollarından daha mı önemsiz?
Ne
dersiniz?"
Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu |
" ŞEBİNKARAHİSAR-SUŞEHRİ
YOLU
Bayburt-Şebinkarahisar
Yolu ve Eğribel’e tünel yapılması yanında, ilçemizi batıya bağlayan Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu da, Şebinkarahisar için çok önemli.
Ama
önce şu soruya bir yanıt verin bakalım
Alucra
ve Şebinkarahisar dağ mıdır?
Bu
da nereden çıktı demeyin de şu satırları okuyun.
“Şiran-Çamoluk
yolu ihale edildi, inşaatı başladı. Bu yol için izahat vermek istiyorum. Önce
Alucra Şebinkarahisar’dan giden yolu programa koyup ihale ettirdik. O tarihte
Şiran Belediye Başkanı Sabahattin Bey bu kadar zahmet çektiniz bari yolu Kelkit
Çayı’nı takiben Çamoluk’a doğru yaptırsaydınız dedi. Ancak burada yol yoktu.
Karayolu ağında değildi. Giresun ili hudutlarındaydı ve Sivas ili karayollarına
bağlıydı. Biz buranın karayolu ağına alınması için bir çalışma başlattık. Ancak
daha önce buradan bir köy yolu vurmak istedik. Bunun için de Çamolukluların
Gümüşhane’ye bağlanma taleplerine sıcak baktık. Bu mümkün olmadı. Fakat biz bu
yolu karayolu ağına aldırmaya, programa koymaya ve ihaleye çıkarma konusunda
başarılı olduk. Bu suretle Bayburt’tan kalkacak arabalar, Köse, Kelkit, Şiran,
Çamoluk üzerinden Kelkit Çayı’nı takiben, hiç dağ çıkmadan Ankara-İstanbul’a
gideceği gibi icabında Erzurum’dan kalkan arabalar da kışın bu yolu tercih
edebilirler. İleride Kop tüneli vurulması halinde yolun değeri birkat
daha artacaktır”
Bu
satırlar, bir zamanlar Belediye Başkanı Mehmet Özdemir’in Şebinkarahisar’lıları
kendisine şikayet ettiği, zamanında Adalet Bakanı olan, Gümüşhane Eski Milletvekili Oltan Sungurlu’ya ait. “sungurlu.net” isimli
kendisine ait internet sitesinde Gümüşhaneli’lere yazdığı mektupta yer alıyor.
Oltan
Sungurlu’nun, “dağ” olarak nitelediği
yer, Alucra ve Şebinkarahisar.
Trabzon’u kısa
mesafeden Sivas’a bağlayacak bir güzergah da olan, Şiran-Çamoluk yolu
yapılınca, araçlar Alucra-Şebinkarahisar
yolunu kullanmayacak.
Şebinkarahisar-Suşehri Yolu bu hali ile kaldığı sürece de bu kaçınılmaz olacak.
Oltan Sungurlu’nun rüyası da böylece gerçekleşecek.
Şebinkarahisar’ın
“dağ” olmaktan kurtulması için Şebinkarahisar-Suşehri Yolu’nda güzergah
değişikliği ve iyileştirme zorunlu. Hem de hemen.
Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu, Kınık ve Karacaören köylerinden geçen eski yol Kılıçkaya Baraj Gölü
altında kaldığı için, 1980’lerde bugünkü güzergahında yeniden yapıldı. İlk
yapıldığında Gökçekent Köyü (nahiyesi) yolunun devamı gibiydi. Ağcaağıl Ayrımı da, bir ilçeye ve il
merkezine giden bir yol değil de, bir köy yolunun ana yola çıkışı şeklindeydi.
Yol ilk önce ham yol olarak ulaşıma açıldı ve uzun süre Şebinkarahisar insanı
çamur deryasını andıran bu yolu kullanmak zorunda bırakıldı. Daha sonra
Çamlıgöze Barajı altında kalan kısımları yeniden inşa edildi, şevlerde ve
virajlarda iyileştirmeler yapıldı. Bundan birkaç yıl önce de, yolun yaklaşık 15
kilometrelik kısmına iyileştirme adı altında dere çakılı döküldü.
Şebinkarahisar’lılar 11 ay süre ile, içinde futbol topu büyüklüğünde taşlar
bulunan bu çakıl üzerinde araç kullanmak zorunda kaldı. Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu’nda bugüne kadar yapılan çalışmalar makyaj veya ciladan başka bir şey
değil. Esas sorun, yolun kendisi ve güzergahı. Bunun için de yapılan çalışmalar
sorunun çözümünden uzak.
Güzergahın dere-tepe
olduğunu söylemeye gerek dahi yok. Şebinkarahisar-Suşehri Yolu’nun yapımında,
her zaman ve her konuda olduğu gibi, en ucuz maliyetli proje ve güzergah
seçildi. “Ucuz etin yahnisi” de böyle oldu işte. Şimdi, yüklü bir kamyon 42
kilometrelik bu yolu 3 saatte ancak alıyor.
İnsan
sormadan edemiyor.
Bu
yol özellikle mi rampalı ve çok virajlı yapıldı?
Bu
yolu projelendiren mühendislerin
Şebinkarahisar’a özel bir kasıtları mı vardı?
Zamanın
Şebinkarahisar’lı yerel siyasetçilerin bu projeden hiç mi haberleri olmadı?
Bu
güzergah, Oltan Sungurlu’ya Şebinkarahisar’a “dağ” dedirtmek için seçilmiş
olmasın sakın?
AKP
Giresun Milletvekili Sayın Nurettin Canikli, pazar günü yapılan partisinin ilçe
kongresinde bu yolun yapılacağını
söyledi.
Yolun
halen kullanılan güzergah üzerinden yapımı halinde, ilçeden Uğurca köyüne kadar
yaklaşık 15 kilometrelik kısım, Çakır-Çağlayan köyleri üzerinden ve yeni bir
güzergahtan yeniden yapılmalı. Ama bunun için masraftan kaçınmamak gerekiyor. Biraz
“uçuk” olarak değerlendirilebilir, ancak viyadük gerekiyorsa yapılmalı. Daha
önce olduğu gibi “ucuz olsun düşüncesi” hakim olursa yapılacak işin anlamı
kalmaz.
Aynı
şekilde Uğurca Köyü Yol Ayrımı ile Çat Deresi arasının da iyileştirilmesi de
zorunlu. Sökün Köyü ile Eskimeşe Köyü arasındaki kısım heyelanlı sahadan
geçiyor. Yolun güzergahının değiştirilmesi halinde, yol heyelandan kurtulacağı
gibi, Sökün Köyü yakınındaki, özellikle kış aylarında araçların zorlandığı “S”
şeklindeki viraj da ortadan kalmış olacak.
Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu, sadece Şebinkarahisar’ın değil, Eğribel Tüneli ile birlikte Giresun’un da
sorunu.. Trabzon’un, Şiran-Çamoluk üzerinden kısa mesafeden Sivas’a bağlama
çabaları bulunuyor. Ordu’nun Mesudiye üzerinden Sivas’a kısa mesafeden bağlanma
çabaları mesafe katetmiş durumda. Giresun’lu halen limana bir gemi yanaştığında
bayram ediyor, ama, fındıktan, sahil yolundan başka bir şey de görmüyor.
Yayla
yollarından, sahil yolundan, fındıktan kafanızı kaldırın da söylediklerimize
bir kulak verin.
Bu
bakımdan, Sayın Milletvekili Nurettin Canikli’nin duyarlılığına, yine de,
teşekkür etmek gerekiyor"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder