4 Mart 2013 Pazartesi

Tehcir


               TEHCİR ve  ŞEBİNKARAHİSAR
                                                                                                            
              “Tehcir ve Ermeniler.” Son yıllarda gittikçe artan bir şekilde önümüze çıkarılan kelimeler ve onunla beraber hemen arkasından eklenen “soykırım.” “Tehcir”; olağanüstü savaş şartlarında alınan tedbirler bütünü içinde uygulamalardan biridir sadece.
Ermenilere göre tehcir alanlarını gösteren harita
                Osmanlı 3. Ordusu tarafından 1915 yılında yapılan bir değerlendirmede, başlıca ihtilâl merkezlerinin, “Van, Bitlis, Erzurum, Karahisar (Şebinkarahisar) ve ikinci derecede olmak üzere Sivas, Kayseri ve Diyarbakır’ın” olduğu bildirilir. Bu ihtilâl merkezlerine askerî açıdan bakıldığında, hepsinin “menzil sınırının geçtiği başlıca noktalar” olduğu görülür. Yine bu raporda, Sınırdan geçirilen silâh ve ateşli maddelerden fazla olanlarının Karahisar-ı Şarki, Sivas, Kayseri’de saklandığı,  Bitlis ayaklanmasını  takip eden Van ve Karahisar-ı Şarki genel ayaklanmalarından da anlaşılacağı üzere, buradaki hareketin  hükûmeti şaşırtmak ve kuvvetlerin doğmasına sebep olarak anî darbenin Van’dan vurulmasını düşündüklerini ortaya çıkardığı değerlendirmesine  yer veriliyor.
                3. Ordu Komutanı Mahmut Kâmil Paşa, Harbiye Nezaretine yazdığı 19 Haziran 1915 tarihli şifrede “doğuda Erzurum, Trabzon,Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas illeri savaş alanıdır. Erzurum, Van, Bitlis illerindeki Ermeniler düşman tarafına firar ederek, çeteler hâlinde yolları kesip halkı katlederek, ambarları yağmalıyorlar. Sivas, Diyarbakır, Elazığ illerinde de aynı gayeyi güttükleri, ele geçirilen silâh, bomba, patlayıcı madde ve açığa çıkan teşkilâtlarıyla meydana çıkmaktadır. Karahisar’da aynı şekilde ortaya çıkan olay, durumu kesinleştiriyor. Ordunun iaşesi ve emniyeti bakımından, bölgenin ve menzil sınırlarının geçtiği yerler düşmanca emeller taşıyan bu unsurlarla dolu. Dış düşmanın yanı sıra iç düşmana da kuvvet ayrılmak zorunda kalınması tehlikelidir.” diyerek bu illerdeki Ermenilerin Halep ve Musul’a sevk edilerek iskân edilmelerini ister.
                Bakanlar Kurulunca kabul ve ilân edilen  31 Mayıs 1915 tarihli tehcir kararında “harp bölgelerine yakın yerlerde oturan Ermenilerden bir kısmının Osmanlı hududunu düşman devletlere karşı korumaya gayret eden ordumuzun harekâtını zorlaştırdıkları; erzak ve askerî malzeme nakliyatını güçleştirdikleri, düşmanla iş birliği yapmak ve birlikte hareket etmek emelinde oldukları, ayrıca düşman saflarına katıldıkları, yurt içinde askerî kuvvetlere ve masum halka silâhlı saldırılar düzenledikleri, düşmanın deniz kuvvetlerine malzeme sağladıkları, müstahkem mevkileri düşmana göstermeye cesaret ettikleri tespit edildiği” belirtilerek,  isyancı unsurların sevkedilmesine karar verilir.
                Başlangıçta güney illerini kapsayan tehcir kararı daha sonra Sivas gibi illere da yaygınlaştırılır. Nitekim  İçişleri Bakanlığı’ndan Sivas Vilayetine gönderilen 29 Mayıs 1915 tarihli telgraf ile Suşehri Ermenilerinin tehciri istenir.
                Genelkurmay Başkanlığı ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı belgelere göre, Sivas Vilayetinden 141.592 Ermeni, Malatya Yolu ile Cizre kasabasına nakledilir. Karahisar-ı Şarki’den sevkedilen Ermeni sayısı 8323’tür ve 1000 Ermeni de savaştan sonra geri dönmüştür. Geri dönen Ermenilerin yerlerine ulaşması için de gereken önlemler alınır. Örneğin, çekilen29 Ağustos 1918 tarihli bir telgraf ile Karahisar-ı Şarki’ye dönen Ermenilerin ihtiyaçlarını karşılamak için Patrikhane tarafından görevlendirilen Sahak Efendi Serkisyan’a yerel yöneticiler tarafından  yardımcı olunması istenir.
Geri dönen Ermenilerin sayısını gösteren Fransızca belge (Kaynak www.devletarsivleri.gov.tr)
                Karahisar-ı Şarki Sancağı’ndan sevkedilen Ermeni sayısı da 20.271’dir. Yine Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı belgelere göre 1914 yılında Karahisar-ı Şarki merkez kazasında 8.494’ü Ermeni olmak üzere 51.586  nüfus bulunmaktadır. Sancak nüfusu ise 173.825’tir.
                Ermenilerin eylemleri üzerine alınan önlemler sadece tehcir değildir. Devlet görevinde çalışan Ermenilerin işten çıkarılması, suç işleyen Ermenilerin yargılanmaları gibi önlemler de uygulamaya konur.
                Nitekim, Şebinkarahisar Asliye Mahkemesi üyelerinden Huruf Bekyan Efendi,  Ermeni örgütünü idare ettiğinin ve devlet sırlarını açıkladığının Sivas Valiliğinden bildirilmesi üzerine, 14 Nisan 1915 yılında Padişah emri gereği Bakanlık tarafından alınan bir karar ile görevine son verilir. Yine, İçişleri Bakanlığının çektiği bir telgraf ile,  Karahisar’ı Şarki Sancağında  tehcirden kaçarak kurtulan ve eylemlere devam eden Ermenilerin yakalanması ve sevkedilmesi  istenir.
Ermeni Ayaklanmaları
                Bu arada, suikast hazırlığında olduğu yapılan yargılama ile belirlenen Galata’da Topçular Caddesi’nde, Kapıiçi Karakolu yanında kurukahveci, Şebinkarahisarlı Ermeni, 33 yaşında, Kirkor oğlu Karnik Boyacıyan ve Çemberlitaş’ta kahveci Bedros’un evi önündeki odada ikamet eden, 4 ncü Kolordu’da çadır ustası Kosti’nin yanında çalışan,Şebinkarahisarlı Ermeni, 33 yaşında, Arakel Bogosyan oğlu Karakin asılarak idam edilir.
                Osmanlı İdaresi, Ermenilerin sevkinde görevlerini yerine getirmeyen ya da kötü görev yapan görevliler hakkında soruşturma da açar. Tehcir sırasında Ermenilere karşı işlenen suçlardan dolayı İttihat ve Terakki yönetimi döneminde kurulan mahkemeler 1397 kişiyi idam dahil çeşitli cezalara çarptırdı. Bunlardan 6’sı Şebinkarahisar’da hüküm giydi. Suşehri Kaymakamı ile ilgili 1915 tarihli  bir telgraf, yapılan bu uygulamayı ortaya koyan bir belgedir.
               

Kaynaklar: 1- Arşiv Belgeleri İle Ermeni Faaliyetleri, Genel Kurmay Başkanlığı, Ankara, 2005
                    2- http://www.devletarsivleri.gov.tr
                  3- Adil Yargı Mı? Gündüz Aktan,  Emekli Büyükelçi14 Nisan 2005 - Radikal
                  4-  Ermenilerin Suriye’ye Nakli :  Sürgün Mü, Soykırım Mı ? Yusuf Halaçoğlu, Ankara 2005


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder