TEHCİR ve ŞEBİNKARAHİSAR
“Tehcir
ve Ermeniler.” Son yıllarda gittikçe artan bir şekilde önümüze çıkarılan
kelimeler ve onunla beraber hemen arkasından eklenen “soykırım.” “Tehcir”;
olağanüstü savaş şartlarında alınan tedbirler bütünü içinde uygulamalardan
biridir sadece.
Ermenilere göre tehcir alanlarını gösteren harita |
Osmanlı
3. Ordusu tarafından 1915 yılında yapılan bir değerlendirmede, başlıca ihtilâl merkezlerinin,
“Van, Bitlis, Erzurum, Karahisar (Şebinkarahisar) ve ikinci derecede olmak
üzere Sivas, Kayseri ve Diyarbakır’ın” olduğu bildirilir. Bu ihtilâl
merkezlerine askerî açıdan bakıldığında, hepsinin “menzil sınırının geçtiği
başlıca noktalar” olduğu görülür. Yine bu raporda, Sınırdan geçirilen silâh ve
ateşli maddelerden fazla olanlarının Karahisar-ı Şarki, Sivas, Kayseri’de
saklandığı, Bitlis ayaklanmasını takip eden Van ve Karahisar-ı Şarki genel
ayaklanmalarından da anlaşılacağı üzere, buradaki hareketin hükûmeti şaşırtmak ve kuvvetlerin doğmasına
sebep olarak anî darbenin Van’dan vurulmasını düşündüklerini ortaya çıkardığı
değerlendirmesine yer veriliyor.
3.
Ordu Komutanı Mahmut Kâmil Paşa, Harbiye Nezaretine yazdığı 19 Haziran 1915
tarihli şifrede “doğuda Erzurum, Trabzon,Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve
Sivas illeri savaş alanıdır. Erzurum, Van, Bitlis illerindeki Ermeniler düşman
tarafına firar ederek, çeteler hâlinde yolları kesip halkı katlederek,
ambarları yağmalıyorlar. Sivas, Diyarbakır, Elazığ illerinde de aynı gayeyi
güttükleri, ele geçirilen silâh, bomba, patlayıcı madde ve açığa çıkan
teşkilâtlarıyla meydana çıkmaktadır. Karahisar’da aynı şekilde ortaya çıkan
olay, durumu kesinleştiriyor. Ordunun iaşesi ve emniyeti bakımından, bölgenin
ve menzil sınırlarının geçtiği yerler düşmanca emeller taşıyan bu unsurlarla
dolu. Dış düşmanın yanı sıra iç düşmana da kuvvet ayrılmak zorunda kalınması
tehlikelidir.” diyerek bu illerdeki Ermenilerin Halep ve Musul’a sevk edilerek
iskân edilmelerini ister.
Bakanlar Kurulunca
kabul ve ilân edilen 31 Mayıs 1915
tarihli tehcir kararında “harp bölgelerine yakın yerlerde oturan Ermenilerden
bir kısmının Osmanlı hududunu düşman devletlere karşı korumaya gayret eden ordumuzun
harekâtını zorlaştırdıkları; erzak ve askerî malzeme nakliyatını güçleştirdikleri,
düşmanla iş birliği yapmak ve birlikte hareket etmek emelinde oldukları, ayrıca
düşman saflarına katıldıkları, yurt içinde askerî kuvvetlere ve masum halka
silâhlı saldırılar düzenledikleri, düşmanın deniz kuvvetlerine malzeme
sağladıkları, müstahkem mevkileri düşmana göstermeye cesaret ettikleri tespit
edildiği” belirtilerek, isyancı unsurların
sevkedilmesine karar verilir.
Başlangıçta
güney illerini kapsayan tehcir kararı daha sonra Sivas gibi illere da
yaygınlaştırılır. Nitekim İçişleri
Bakanlığı’ndan Sivas Vilayetine gönderilen 29 Mayıs 1915 tarihli telgraf ile
Suşehri Ermenilerinin tehciri istenir.
Genelkurmay
Başkanlığı ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı belgelere göre,
Sivas Vilayetinden 141.592 Ermeni, Malatya Yolu ile Cizre kasabasına
nakledilir. Karahisar-ı Şarki’den sevkedilen Ermeni sayısı 8323’tür ve 1000
Ermeni de savaştan sonra geri dönmüştür. Geri dönen Ermenilerin yerlerine
ulaşması için de gereken önlemler alınır. Örneğin, çekilen29 Ağustos 1918
tarihli bir telgraf ile Karahisar-ı Şarki’ye dönen Ermenilerin ihtiyaçlarını
karşılamak için Patrikhane tarafından görevlendirilen Sahak Efendi Serkisyan’a
yerel yöneticiler tarafından yardımcı
olunması istenir.
Geri dönen Ermenilerin sayısını gösteren Fransızca belge (Kaynak www.devletarsivleri.gov.tr) |
Karahisar-ı
Şarki Sancağı’ndan sevkedilen Ermeni sayısı da 20.271’dir. Yine Genelkurmay
Başkanlığı’nın yayınladığı belgelere göre 1914 yılında Karahisar-ı Şarki merkez
kazasında 8.494’ü Ermeni olmak üzere 51.586
nüfus bulunmaktadır. Sancak nüfusu ise 173.825’tir.
Ermenilerin
eylemleri üzerine alınan önlemler sadece tehcir değildir. Devlet görevinde
çalışan Ermenilerin işten çıkarılması, suç işleyen Ermenilerin yargılanmaları
gibi önlemler de uygulamaya konur.
Nitekim,
Şebinkarahisar Asliye Mahkemesi üyelerinden Huruf Bekyan Efendi, Ermeni örgütünü idare ettiğinin ve devlet
sırlarını açıkladığının Sivas Valiliğinden bildirilmesi üzerine, 14 Nisan 1915
yılında Padişah emri gereği Bakanlık tarafından alınan bir karar ile görevine
son verilir. Yine, İçişleri Bakanlığının çektiği bir telgraf ile, Karahisar’ı Şarki Sancağında tehcirden kaçarak kurtulan ve eylemlere devam
eden Ermenilerin yakalanması ve sevkedilmesi
istenir.
Ermeni Ayaklanmaları |
Bu
arada, suikast hazırlığında olduğu yapılan yargılama ile belirlenen Galata’da
Topçular Caddesi’nde, Kapıiçi Karakolu yanında kurukahveci, Şebinkarahisarlı
Ermeni, 33 yaşında, Kirkor oğlu Karnik Boyacıyan ve Çemberlitaş’ta kahveci
Bedros’un evi önündeki odada ikamet eden, 4 ncü Kolordu’da çadır ustası
Kosti’nin yanında çalışan,Şebinkarahisarlı Ermeni, 33 yaşında, Arakel Bogosyan
oğlu Karakin asılarak idam edilir.
Osmanlı
İdaresi, Ermenilerin sevkinde görevlerini yerine getirmeyen ya da kötü görev
yapan görevliler hakkında soruşturma da açar. Tehcir sırasında Ermenilere karşı
işlenen suçlardan dolayı İttihat ve Terakki yönetimi döneminde kurulan
mahkemeler 1397 kişiyi idam dahil çeşitli cezalara çarptırdı. Bunlardan 6’sı Şebinkarahisar’da hüküm giydi. Suşehri
Kaymakamı ile ilgili 1915 tarihli bir telgraf,
yapılan bu uygulamayı ortaya koyan bir belgedir.
Kaynaklar: 1- Arşiv Belgeleri İle
Ermeni Faaliyetleri, Genel Kurmay Başkanlığı, Ankara, 2005
2- http://www.devletarsivleri.gov.tr
3- Adil
Yargı Mı? Gündüz Aktan, Emekli
Büyükelçi14 Nisan 2005 - Radikal
4-
Ermenilerin Suriye’ye Nakli : Sürgün
Mü, Soykırım Mı ? Yusuf Halaçoğlu, Ankara 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder