KALE MAHALLESİ
Şebinkarahisar Kalesi
ağaçlandırıldı. Yakın zamana kadar çıkmak için bir yolu dahi bulunmayan, çevre
mahallelerin hayvanları için yaylım alanı olarak kullanılan Kale’de eskiden yerleşim
vardı tabi ki.
Bizans
tarihçisi Procopius’a göre, Kale “dalgalanan bir çiçek denizinin ortasında tek
başına duran bir ada gibidir.” Eski zamanların insanı tarafından yapılmıştı ve
beş adet derin kayadan oyulmuş derin tünel ve odacıkları vardı. Bizans
İmparatoru Justinianus, Kolonea’yı güçlendirmek ve bölgeyi refaha kavuşturmak
için çaba harcamış ve Kale’yi onarmıştı.
Evliya Çelebi’nin Kale’yi nasıl
anlattığını hepimiz biliriz. “Yüksek bir dağın tepesinde yedi köşeli bir
kaledir. İlk bakışta direksiz ve serensiz
kalyon gemi gibi görünüyor. Yedi tarafından da duvarların yüksekliği yedi
ziradır. Yetmiş burç yüz bedendir. Çevresi 3600 adımdır. Dört yanında cehennem
gibi dereleri olduğundan hendeği yoktur. Üç kat sağlam demir kapıları vardır.”
Evliya
Çelebi’nin geldiği 17. yüzyılda (1647’de), “Kale içinde 70 kadar ev vardır. Ama
evleri dar, ahali susuzluktan perişandır. Eşeklerle ta aşağıdaki nehirden su
getirirler. Su yolları vardır fakat kuşatma zamanı işler. Kale içinde su
sarnıcı, buğday ambarlarında yüz yıllık darı ve pirinç çeltiği bulunur. Bu
kalede küçük Fatih Camii vardır. Diğer imaret camileri aşağı varoşlardadır.” Kale
ile birlikte Şebinkarahisar’da 9 mahalle bulunmaktadır
1520 ve 1569 tahrir defterlerine göre, Kale içinde 265 kişi yaşamaktadır. Bu tarihlerde Şebinkarahisar’ın 7 mahallesi vardır.(Bilban veya Bülbül, Hacı Halim, Suva, Miyane, Güngörmez, Kilise, Deve veya Doka).
1520 ve 1569 tahrir defterlerine göre, Kale içinde 265 kişi yaşamaktadır. Bu tarihlerde Şebinkarahisar’ın 7 mahallesi vardır.(Bilban veya Bülbül, Hacı Halim, Suva, Miyane, Güngörmez, Kilise, Deve veya Doka).
Yrd Doç Dr. Eren Yürüdür ve Doç
Dr. İhsan Bulut, başlangıçta Kale içinde toplanan yerleşmenin 10 veya 11.
yüzyıllarda kale dışına taştığını,
Şebinkarahisar’ın Türkler tarafından fethi ile birlikte yöreye gelen
göçmenlerin Kale dışında yerleşmiş olabileceğini belirtiyorlar.
H.
Hüsamettin Özgan’ın 4 Ekim 1983 tarihli Yeni Şebinkarahisar’da yayınlanan anılarına göre, Osmanlı’nın son
dönemlerinde dahi Kale’de yaşayanlar vardır. Kale kapısından girince Kapıaltı
semti bulunuyordu. İki, tarafında toprak damlı evlerin arasından uzanan dar yol
sağa kıvrılıyor ve Camiyanı semtine çıkılıyordu. Semtin ortasında Kale Camisi
bulunuyordu. Caminin yanında cücül darısı ve şap ambarları vardı. Önceleri üstü
mahruti şekilde kapalı ve ahşap olan Kule, yıldırım düşmesi nedeniyle
yanmıştır. Yine H. Hüsamettin Özgan, kale kapısının kitabe taşının Mutasarrıf
tarafından bir yabancıya hediye edildiğini babasından dinlediğini de
naklediyor. Rumca kaynaklara göre de, kitabe Turpçu köyünden Yorgi Haralambo
Struptopulas adında bir kişi tarafından 1900’de sökülerek İstanbul’a
götürülmüştür.
Kim tarafından çizildiğini tespit edemediğimiz Şebinkarahisar gravürü (Kaynak Ünsal Çalık ve facebook) |
Kale’de,
Rumlar tarafından kullanılan kiliseler de bulunmaktaydı.
Rumca
kaynaklara göre, Kule Türkler tarafından 1870 yılına kadar askeri amaçlarla
kullanıldı. H.Hüsamettin Özgan’ın bahsettiği yangından sonra terk edilmiş olsa
gerekir. Diğer deyim ile Kule 1870 yılında yanmış olmalı.
Kale’nin
son sakinleri Fazlıoğlu Süleyman, Topçuoğlu Mehmet ve H. Hüsamettin Özgan’ın
dedesi olan Gürgür Hoca adı ile bilinen Hoca Mehmet Efendi’dir. Bunlar da 1876 (1293)
yılında şehre inmişlerdir.
1925
Ermeni Ayaklanması’nda, Kale’de iskan bulunmamaktadır. Bu nedenle de
Ermenilerin Kale’ye kolayca silah ve
cephane depoladıkları düşünülebilir. Habip Rıza Efendi, tarihinde, Ermenilerin önceden kaleye yeteri
miktarda cephane, silah ve erzak depolamış olduklarını belirtiyor. Terk edilen
Kale Mahallesi, isyan esnasında Öksürük Kayası Uluburun denilen yere konan top ile sürekli bombalandığı için tamamen tahrip oldu. Sonraki yıllarda da
defineciler kalıntıları yok ettiler.
Kale’de bir arkeolojik incelenme veya araştırma yapılması gerekiyor.
Şebinkarahisar Kalesi'nin helikopterden 1980'lerde çekildiği sanılan fotoğrafı. Arka planda Kavaklar Mahallesi'nin bir kısmı. (Kaynak: facebook) |
KAYNAK : 1- Tarih ve Kültür Sempozyumu Bildiriler, Şebinkarahisar Belediyesi
2- Yeni Şebinkarahisar
Arşivi
3- Koloneia Dini Bölgesi İle
Nikopolis’in Tarihi ve Folkloru, Atina 1964, Çeviren
İ. Hakkı Uluğ
4- The Byzantıne Monuments And
Topography of The Pontos, Antohony Bryer-
David Wınfıeld, Washington 1985
5- Giresun Yıllığı 1973
6- Habip Rıza kişisel tarihi
Bu yazı Kasım 2009 da yazılmış ve Yeni Şebinkarahisar Gazetesi'nde yaynınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder