11 Mart 2013 Pazartesi

Kale Mahallesi


                 KALE MAHALLESİ
                                                                                                           
                Şebinkarahisar Kalesi ağaçlandırıldı. Yakın zamana kadar çıkmak için bir yolu dahi bulunmayan, çevre mahallelerin hayvanları için yaylım alanı olarak kullanılan Kale’de eskiden yerleşim vardı tabi ki.
                Bizans tarihçisi Procopius’a göre, Kale “dalgalanan bir çiçek denizinin ortasında tek başına duran bir ada gibidir.”  Eski  zamanların insanı tarafından yapılmıştı ve beş adet derin kayadan oyulmuş derin tünel ve odacıkları vardı. Bizans İmparatoru Justinianus, Kolonea’yı güçlendirmek ve bölgeyi refaha kavuşturmak için çaba harcamış ve Kale’yi onarmıştı.
                Evliya Çelebi’nin Kale’yi nasıl anlattığını hepimiz biliriz. “Yüksek bir dağın tepesinde yedi köşeli bir kaledir. İlk  bakışta direksiz ve serensiz kalyon gemi gibi görünüyor. Yedi tarafından da duvarların yüksekliği yedi ziradır. Yetmiş burç yüz bedendir. Çevresi 3600 adımdır. Dört yanında cehennem gibi dereleri olduğundan hendeği yoktur. Üç kat sağlam demir kapıları vardır.”
                Evliya Çelebi’nin geldiği 17. yüzyılda (1647’de), “Kale içinde 70 kadar ev vardır. Ama evleri dar, ahali susuzluktan perişandır. Eşeklerle ta aşağıdaki nehirden su getirirler. Su yolları vardır fakat kuşatma zamanı işler. Kale içinde su sarnıcı, buğday ambarlarında yüz yıllık darı ve pirinç çeltiği bulunur. Bu kalede küçük Fatih Camii vardır. Diğer imaret camileri aşağı varoşlardadır.” Kale ile birlikte Şebinkarahisar’da 9 mahalle bulunmaktadır
                1520 ve 1569 tahrir defterlerine göre, Kale içinde 265 kişi yaşamaktadır. Bu tarihlerde Şebinkarahisar’ın 7 mahallesi vardır.(Bilban veya Bülbül, Hacı Halim, Suva, Miyane, Güngörmez, Kilise, Deve veya Doka).
                Yrd Doç Dr. Eren Yürüdür ve Doç Dr. İhsan Bulut, başlangıçta Kale içinde toplanan yerleşmenin 10 veya 11. yüzyıllarda kale dışına taştığını,  Şebinkarahisar’ın Türkler tarafından fethi ile birlikte yöreye gelen göçmenlerin Kale dışında yerleşmiş olabileceğini belirtiyorlar.
                H. Hüsamettin Özgan’ın 4 Ekim 1983 tarihli Yeni Şebinkarahisar’da  yayınlanan anılarına göre, Osmanlı’nın son dönemlerinde dahi Kale’de yaşayanlar vardır. Kale kapısından girince Kapıaltı semti bulunuyordu. İki, tarafında toprak damlı evlerin arasından uzanan dar yol sağa kıvrılıyor ve Camiyanı semtine çıkılıyordu. Semtin ortasında Kale Camisi bulunuyordu. Caminin yanında cücül darısı ve şap ambarları vardı. Önceleri üstü mahruti şekilde kapalı ve ahşap olan Kule, yıldırım düşmesi nedeniyle yanmıştır. Yine H. Hüsamettin Özgan, kale kapısının kitabe taşının Mutasarrıf tarafından bir yabancıya hediye edildiğini babasından dinlediğini de naklediyor. Rumca kaynaklara göre de, kitabe Turpçu köyünden Yorgi Haralambo Struptopulas adında bir kişi tarafından 1900’de sökülerek İstanbul’a götürülmüştür.
Kim tarafından çizildiğini tespit edemediğimiz Şebinkarahisar gravürü (Kaynak Ünsal Çalık ve facebook)
                Kale’de, Rumlar tarafından kullanılan kiliseler de bulunmaktaydı.
                Rumca kaynaklara göre, Kule Türkler tarafından 1870 yılına kadar askeri amaçlarla kullanıldı. H.Hüsamettin Özgan’ın bahsettiği yangından sonra terk edilmiş olsa gerekir. Diğer deyim ile Kule 1870 yılında yanmış olmalı.
                Kale’nin son sakinleri Fazlıoğlu Süleyman, Topçuoğlu Mehmet ve H. Hüsamettin Özgan’ın dedesi olan Gürgür Hoca adı ile bilinen Hoca Mehmet Efendi’dir. Bunlar da 1876 (1293) yılında şehre inmişlerdir.
                1925 Ermeni Ayaklanması’nda, Kale’de iskan bulunmamaktadır. Bu nedenle de Ermenilerin Kale’ye kolayca silah  ve cephane depoladıkları düşünülebilir. Habip Rıza Efendi,  tarihinde, Ermenilerin önceden kaleye yeteri miktarda cephane, silah ve erzak depolamış olduklarını belirtiyor. Terk edilen Kale Mahallesi, isyan esnasında Öksürük Kayası Uluburun denilen yere konan  top ile sürekli  bombalandığı için  tamamen tahrip oldu. Sonraki yıllarda da defineciler kalıntıları yok ettiler.  
               Kale’de bir arkeolojik incelenme veya araştırma yapılması gerekiyor.
Şebinkarahisar Kalesi'nin  helikopterden 1980'lerde çekildiği sanılan  fotoğrafı.
Arka planda Kavaklar Mahallesi'nin bir kısmı.
(Kaynak: facebook)
                KAYNAK    :   1- Tarih ve Kültür Sempozyumu Bildiriler, Şebinkarahisar Belediyesi
                                         2- Yeni Şebinkarahisar Arşivi
                                         3- Koloneia Dini Bölgesi İle Nikopolis’in Tarihi ve Folkloru, Atina 1964, Çeviren
                                             İ. Hakkı  Uluğ
                                         4- The Byzantıne Monuments And Topography of The Pontos, Antohony Bryer-
                                             David Wınfıeld, Washington 1985
                                         5- Giresun Yıllığı 1973
                                         6- Habip Rıza kişisel tarihi
Bu yazı Kasım 2009 da yazılmış ve Yeni Şebinkarahisar Gazetesi'nde yaynınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder