18 Kasım 2017 Cumartesi

Şebinkarahisar Yol Konusunda "bypass" Ediliyor


                                          ŞEBİNKARAHİSAR YOL KONUSUNDA BYPASS EDİLİYOR 
       
              TARİHTE DURUM

         Kelkit Vadisi tarihte Anadolu'ya girişin kapısı olmuş, başkentten doğuya uzanan askeri yol ve doğuda-batı ekseninde ana kervan yollarının güzergâhında yer almıştır. Günümüzde yapılması planlanan İstanbul-Erzurum-Gürbulak Otobanı'nın güzergâhı ve Bakanlığın saptadığı Doğu-Batı  Aks'larından D-100 aksı da Kelkit Vadisinden geçmektedir.
       Özelde bakıldığında Şebinkarahisar, şehir olarak bölgenin yönetim merkezi olmasına rağmen İmparatorluk başkentlerinden Anadolu'ya yayılan ana yollar üzerinde bulunmamaktadır.  Tarihte Roma'nın batıdan doğuya uzanan ana askeri yolu üzerinde olmayan Şebinkarahisar, Bizans döneminde, kalesinin önemine binaen İstanbul'dan doğuya giden askeri yol üzerinde yer almaktadır. Selçuklu dönemlerinde ana ticaret yolları dışında kalan Şebinkarahisar şehri, Osmanlı döneminde devletin genişlemesi ile birlikte  kale önemini kaybettikten sonra askeri yol ve ana kervan yolun üzerinde değil, yönetim merkezi olması nedeniyle  devletin haberleşme teşkilatı kapsamında İstanbul'dan Anadolu'ya açılan sol kol üzerinde bir menzilhane olarak değer kazanmıştır.
          Anadolu'yu İstanbul'dan doğuya kat eden ana yollar üzerinde yer almaması, Şebinkarahisar için oldukça büyük bir handikap oluşturması yanında, aşağıda anlatacağımız şekli ile devletin Şebinkarahisar'a yönelik olumsuz ayrımcılığı da bugün yaşanan yol sorununun temelini oluşturmaktadır.
       Doğu batı ekseninde durum bu olmakla birlikte, antik çağlardan bu yana kullanılan Şebinkarahisar-Giresun Yolu, madenciliğin de önemi çerçevesinde Osmanlı döneminde tahsil edilen Yol Vergisi ile devlet için önemli bir gelir kaynağıdır.  Yol, önceleri şap madeninin, sonraları da kurşun madeninin ihracı için önemli bir yol olmuştur.  Hal böyle olmakla birlikte yolun yapımı 19 yüzyılda yılan hikâyesine dönmüştür. 1900 tarihli bir arşiv belgesine göre, Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun üçte biri 15 senede, kalan üçte ikisi ise 3,5 ayda tamamlanmıştır. Cumhuriyet  döneminde yapımı çok uzun yıllar süren mevcut yolun bugünkü halini almasında eski milletvekillerimizden sayın Vamık Tekin ve Sayın Yavuz Köymen'in büyük emeği vardır.


      
                Giresun-Şebinkarahisar Yolu (Eski ve Yeni-Asarcık Ky-Fotoğraf  Bülent Aydın 2009)

 Merhum İsmet İnönü, vilayetliğin lağvedilmesinden üç yıl sonra kendisini ziyaret eden Şebinkarahisar heyetine dağları deldirerek Giresun'a rahat ulaşım sağlanacağı sözünü vermiş ve 1935 yılında Atatürk'e sunduğu raporda da Bayburt-Şebinkarahisar-Niksar Yolu'nun yapılmasını önermiştir. Ancak o dönemde sadece önerilerde kalmıştır.
          İnönü'nün önerdiği yol, 1974 Ecevit Hükümeti döneminde bir kez daha değerlendirmeye alınmış ve Artvin'e kadar uzanan Karadeniz'e paralel yol olarak projelendirilmiştir. Ancak hemen bir sonraki Demirel hükümetleri döneminde yolun güzergahı Suşehri – Erzincan -Erzurum olarak değiştirilmiş, Şebinkarahisar bu hattın dışında bırakılmıştır.  
             Karayollarının dışında 1912 yılında Şebinkarahisar-Giresun arasında dar bir demiryolu yapılıp yapılamayacağı da incelenmiş, projesi dahi hazırlanmış ancak hayata geçirilememiştir. Yine, 1944 yılında Şebinkarahisar'dan geçmesi öngörülen bir demiryolu hattı projelendirilmiş olmasına karşılık söz konusu proje Menderes Hükümeti tarafından iptal edilmiştir.


                   Kaynak http://www.trainsofturkey.com/uploads/Maps/turkey_map_1941.jpg
                  
                   BELGELERDE DURUM

            Dokap Nihai Planında Giresun-Şebinkarahisar yolu ikincil arterlerden bir olarak kabul edilmiş, Kelkit ve Çoruh Vadileri boyunca batıda Niksar ile doğuda Reşadiye, Şebinkarahisar, Şiran, Kelkit, Bayburt ve Artvin’i bağlayacak şekilde ikinci bir doğu-batı arteri geliştirilmesi öngörülmüştür.
            Ulaştırma Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan, Bakanlığın görüşü, resmi belge olarak kabul edilebilecek, Karayolu Sektörü adındaki belgede Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu bölünmüş yol olarak gösterilmekte ve 13. Kuzey-Güney Aksı üzerinde yer almaktadır.


              Kaynak http://www.udhb.gov.tr/images/faaliyet/e4b907f8f006296.pdf

                  SAHADA DURUM

                Ancak yapılan uygulama ve inşaat çalışmaları tamamen bunun tersinedir.
         Bugün, Karadeniz'in kıyı şeridinden iç kısımlara bağlanan bütün yollar bölünmüş yola dönüştürülürken, bölünmeyen bir tek yol vardır ve o da  Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'dur. 
              Üstelik 865 no'lu Devlet Yolu olan bu yolun devamı niteliğindeki Suşehri-Zara Yolu, Gemin Deresi'nin mecrası dahi değiştirilerek bölünmüş olup, yol üzerindeki Gemin Tüneli'nin yapımı da hızla devam etmektedir.


             Bunun yanında;
·         Cankurtaran Tüneli ile Hopa-Artvin Yolu,
·         Ovit, Kırık ve Dallıkavak Tünelleri ile Rize-İspir-Erzurum Yolu,
·      Zigana ve Kop Tünelleri ve 7 km’lik Gümüşhane çevre yolu tüneli Trabzon-Gümüşhane-Bayburt-Erzurum Yolu,
·         Gümüşhane-Kelkit-Erzincan Yolu,
·         Ordu-Mesudiye Koyulhisar Yolu,
·         Ünye-Niksar-Tokat Yolu


Bölünmektedir. Bununla birlikte Batı Karadeniz'deki bölünmüş yollar sayılmamıştır bile.
          Giresun-Şebinkarahisar Yolu'nun başlangıcı olan Giresun-Dereli arasında yolda gerçekleştirilen çalışma bölünmüş yol çalışması değil, yol iyileştirme çalışmasıdır. Tüneller tek tüptür, köprü ve viyadükler gidiş-geliş olarak yapılmaktadır. Şebinkarahisar-Asarcık Köyü arasındaki çalışmalar da genişletme çalışmasıdır. Bu hali ile fiiliyatta, Giresun-Şebinkarahisar Yolu'nun bir  ara yol olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır.


           Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'nda şu anda yapılan çalışmalar, yine bölünmüş yol çalışması olmayıp, iyileştirme adı altında yapılan genişletme çalışmalarıdır. Bu çalışmalar da yolun ara yol olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır.
          Ladik-Taşova gibi ara yol sayılabilecek yollarda yapılan çalışmalarla ciddi anlamda iyileştirmeler yapılırken, yine ara yol olarak sayılabilecek Şarkışla-Yıldızeli Yolu bölünmüş yola dönüştürülürken, Şebinkarahisar-Suşehri  Yolu'ndaki mevcut virajlar ve  rampaların hala ortadan kaldırılmadığı, yani iyileştirilmediği ve dahası planlanmadığı bile açık olarak ortadadır.



               TRAFİK YOĞUNLUĞU

             Karayolları'nın internet sitesinde yer alan trafik istatistiklerine göre, yukarda ara yol olarak bahsettiğimiz yollardaki araç trafiği ile Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'ndaki araç trafiği birbirine yakındır. Birbirine yakın araç trafiğine sahip o yollar bölünürken, Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'nun bölünmemesini anlamak mümkün değildir.  


            Öte yandan, şu anda, gerek Merhum İsmet İnönü'nün önerdiği ve Ecevit Hükümeti döneminde planlanan ve gerekse de Dokap Nihai Planında öngörülen Niksar-Şebinkarahisar-Bayburt-Artvin yolu, Şebinkarahisar dışlanarak bölünmüş yol olarak hayata geçirilmektedir  


NE YAPABİLİRİZ?  YA DA NE YAPMALIYIZ?

         Şebinkarahisar'ın artık beka sorunu haline gelen yol sorunu, sadece siyasetçilere bırakılmayacak kadar önemli bir sorundur.
       Öncelikle, bugüne kadar kullanılan siyasi kanallar dışına çıkılarak, ülkemizin yönetim yapısı da dikkate alınarak, konu doğrudan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a iletilmeli, sorun anlatılarak çözüme yardımcı olması talep edilmelidir. Niye bunu söylüyoruz ? Çünkü, Eğribel Tüneli'nin inşaatına başlanmasında, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak Giresun'da seçim meydanında verdiği sözlerin çok büyük etkisi olmuştur. Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın da Ulaştırma Bakanı iken Şebinkarahisar'da 40 kilometrelik Suşehri yolunu da bölebilecekleri şeklinde bir sözü bulunmaktadır.
         Ancak,  Eğribel Tüneli’nin tek başına yol sorunumuzun çözümüne yeterli olmayacağı açıktır. Kısa vadede, Pınarlar Tüneli'nin inşaatının başlanmasının sağlanması gerekmektedir.  Söz verilmesine rağmen bugüne kadar bu tünelin ihalesi yapılmamıştır. Bu tünelin yapılması ile yolun en tehlikeli bölümü güzergah dışında kalacak, yol önemli ölçüde kısalacaktır.
          Öte yandan, Giresun-Şebinkarahisar Yolu'nun, Ulaştırma Bakanlığı'nın Karayolu Sektörü kitapçığında yer aldığı gibi bölünmüş yol olarak yapılmasını sağlamak, bunun için toplumsal ve özellikle siyasi bir baskı oluşturmak, yolun önemini her platformda anlatmak, bu yönde girişimlerde bulunmak  gereklidir.
         Yıllarca Tirebolu-Torul Yolu ile ilgilenen Giresun halkı, esnafı, siyasetçisi bugün dahi Şebinkarahisar yolunun önemini idrak edebilmiş değildir. Bu yolun sadece Şebinkarahisar'ın değil Giresun'un da yolu olduğunu Giresun kamuoyuna benimsetmemiz gerekiyor. Gerçekten de Giresun Limanı'nın işlerlik kazanması için İç Anadolu'ya bağlantısının sağlanması gerekmektedir ki, bu da Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu ile mümkündür.
          Şebinkarahisar'ı Akdeniz'e bağlayan ve İstanbul Yolu olarak lanse dilen Şebinkarahisar-Suşehri Yolu, ilçemizin çok net olarak en önemli yoludur ve bu yolun yeni bir güzergahtan bölünmüş yol olarak yapılmasını sağlamak öncelikli ve önemli hedefimiz olmalıdır.


       Şebinkarahisar-Suşehri mevcut hali ile irdelendiğinde, Hocaoğlu köyü yakınlarında 867 m rakımda iken, Uğurca Köy yol ayrımında 1254 metreye çıkmakta, Yedikardeş Köyü yakınlarında Darabul Deresi'nde 924 metreye inmekte, Ekecek Köyü yakınlarında da 1405 metreye yükselmektedir. Yol bu hali ile sadece ve mecburen Şebinkarahisarlıların kullandığı yol durumundadır. Bu hali ile, Şebinkarahisar çıkmaz sokak olmaya adaydır.
            Şu anda, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt, Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu yapıldıktan sonra bu yolu kullanmaya başlamış, yolun açıldığı 2012 de 400 olan günlük ortalama araç sayısı 2016 yılında 560'a ulaşmıştır. Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu'nda halen bölünmüş yol çalışmaları yapılmaktadır. Bu yol bölünmüş yola dönüştürüldükten sonra o istikametten gelecek bir çok araç artık Şebinkarahisar'dan geçmeyecektir.

SONUÇ

Kısacası, sivil toplum kuruluşları, yerel siyasetçi ve yöneticiler, ilçe halkı, tüm Şebinkarahisarlılar olarak, Alucra halkını da yanımıza almak sureti ile birlikte, bir bütün halinde  yol sorunu üzerinde çok çaba sarfetmemiz, çözüme yoğunlaşmamız gerektiğine inanıyorum.


(Bu yazı, 2-3 Kasım 2017'de İstanbul'da yapılan Şebinkarahisar Sempozyumu'nda yaptığım konuşmadan derlenmiştir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder