ŞEBİNKARAHİSAR YOL KONUSUNDA BYPASS EDİLİYOR
TARİHTE
DURUM
Kelkit
Vadisi tarihte Anadolu'ya girişin kapısı olmuş, başkentten doğuya uzanan askeri
yol ve doğuda-batı ekseninde ana kervan yollarının güzergâhında yer almıştır.
Günümüzde yapılması planlanan İstanbul-Erzurum-Gürbulak Otobanı'nın güzergâhı ve
Bakanlığın saptadığı Doğu-Batı
Aks'larından D-100 aksı da Kelkit Vadisinden geçmektedir.
Özelde
bakıldığında Şebinkarahisar, şehir olarak bölgenin yönetim merkezi olmasına
rağmen İmparatorluk başkentlerinden Anadolu'ya yayılan ana yollar üzerinde
bulunmamaktadır. Tarihte Roma'nın
batıdan doğuya uzanan ana askeri yolu üzerinde olmayan Şebinkarahisar, Bizans
döneminde, kalesinin önemine binaen İstanbul'dan doğuya giden askeri yol üzerinde
yer almaktadır. Selçuklu dönemlerinde ana ticaret yolları dışında kalan
Şebinkarahisar şehri, Osmanlı döneminde devletin genişlemesi ile birlikte kale önemini kaybettikten sonra askeri yol ve
ana kervan yolun üzerinde değil, yönetim merkezi olması nedeniyle devletin haberleşme teşkilatı kapsamında İstanbul'dan
Anadolu'ya açılan sol kol üzerinde bir menzilhane olarak değer kazanmıştır.
Anadolu'yu
İstanbul'dan doğuya kat eden ana yollar üzerinde yer almaması, Şebinkarahisar
için oldukça büyük bir handikap oluşturması yanında, aşağıda anlatacağımız
şekli ile devletin Şebinkarahisar'a yönelik olumsuz ayrımcılığı da bugün
yaşanan yol sorununun temelini oluşturmaktadır.
Doğu
batı ekseninde durum bu olmakla birlikte, antik çağlardan bu yana kullanılan Şebinkarahisar-Giresun
Yolu, madenciliğin de önemi çerçevesinde Osmanlı döneminde tahsil edilen Yol
Vergisi ile devlet için önemli bir gelir kaynağıdır. Yol, önceleri şap madeninin, sonraları da
kurşun madeninin ihracı için önemli bir yol olmuştur. Hal böyle olmakla birlikte yolun yapımı 19
yüzyılda yılan hikâyesine dönmüştür. 1900 tarihli bir arşiv belgesine göre,
Şebinkarahisar-Giresun Yolu’nun üçte biri 15 senede, kalan üçte ikisi ise 3,5
ayda tamamlanmıştır. Cumhuriyet
döneminde yapımı çok uzun yıllar süren mevcut yolun bugünkü halini
almasında eski milletvekillerimizden sayın Vamık Tekin ve Sayın Yavuz Köymen'in
büyük emeği vardır.
Giresun-Şebinkarahisar Yolu (Eski ve Yeni-Asarcık Ky-Fotoğraf Bülent Aydın 2009)
Merhum
İsmet İnönü, vilayetliğin lağvedilmesinden üç yıl sonra kendisini ziyaret eden
Şebinkarahisar heyetine dağları deldirerek Giresun'a rahat ulaşım sağlanacağı
sözünü vermiş ve 1935 yılında Atatürk'e sunduğu raporda da
Bayburt-Şebinkarahisar-Niksar Yolu'nun yapılmasını önermiştir. Ancak o dönemde sadece
önerilerde kalmıştır.
İnönü'nün
önerdiği yol, 1974 Ecevit Hükümeti döneminde bir kez daha değerlendirmeye
alınmış ve Artvin'e kadar uzanan Karadeniz'e paralel yol olarak
projelendirilmiştir. Ancak hemen bir sonraki Demirel hükümetleri döneminde
yolun güzergahı Suşehri – Erzincan -Erzurum olarak değiştirilmiş,
Şebinkarahisar bu hattın dışında bırakılmıştır.
Karayollarının
dışında 1912 yılında Şebinkarahisar-Giresun arasında dar bir demiryolu yapılıp
yapılamayacağı da incelenmiş, projesi dahi hazırlanmış ancak hayata
geçirilememiştir. Yine, 1944 yılında Şebinkarahisar'dan geçmesi öngörülen bir
demiryolu hattı projelendirilmiş olmasına karşılık söz konusu proje Menderes
Hükümeti tarafından iptal edilmiştir.
Kaynak http://www.trainsofturkey.com/uploads/Maps/turkey_map_1941.jpg
BELGELERDE
DURUM
Dokap
Nihai Planında Giresun-Şebinkarahisar yolu ikincil arterlerden bir olarak kabul
edilmiş, Kelkit ve Çoruh Vadileri boyunca batıda Niksar ile doğuda Reşadiye,
Şebinkarahisar, Şiran, Kelkit, Bayburt ve Artvin’i bağlayacak şekilde ikinci
bir doğu-batı arteri geliştirilmesi
öngörülmüştür.
Ulaştırma
Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan, Bakanlığın görüşü, resmi belge
olarak kabul edilebilecek, Karayolu Sektörü adındaki belgede Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu bölünmüş yol olarak gösterilmekte ve 13. Kuzey-Güney Aksı üzerinde yer
almaktadır.
Kaynak http://www.udhb.gov.tr/images/faaliyet/e4b907f8f006296.pdf
SAHADA DURUM
Ancak
yapılan uygulama ve inşaat çalışmaları tamamen bunun tersinedir.
Bugün,
Karadeniz'in kıyı şeridinden iç kısımlara bağlanan bütün yollar bölünmüş yola
dönüştürülürken, bölünmeyen bir tek yol vardır ve o da Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu'dur.
Üstelik
865 no'lu Devlet Yolu olan bu yolun devamı niteliğindeki Suşehri-Zara Yolu,
Gemin Deresi'nin mecrası dahi değiştirilerek bölünmüş olup, yol üzerindeki Gemin
Tüneli'nin yapımı da hızla devam etmektedir.
Bunun
yanında;
·
Cankurtaran
Tüneli ile Hopa-Artvin Yolu,
·
Ovit, Kırık ve
Dallıkavak Tünelleri ile Rize-İspir-Erzurum Yolu,
· Zigana ve Kop
Tünelleri ve 7 km’lik Gümüşhane çevre yolu tüneli Trabzon-Gümüşhane-Bayburt-Erzurum
Yolu,
·
Gümüşhane-Kelkit-Erzincan
Yolu,
·
Ordu-Mesudiye
Koyulhisar Yolu,
·
Ünye-Niksar-Tokat
Yolu
Bölünmektedir.
Bununla birlikte Batı Karadeniz'deki bölünmüş yollar sayılmamıştır bile.
Giresun-Şebinkarahisar
Yolu'nun başlangıcı olan Giresun-Dereli arasında yolda gerçekleştirilen çalışma
bölünmüş yol çalışması değil, yol iyileştirme çalışmasıdır. Tüneller tek
tüptür, köprü ve viyadükler gidiş-geliş olarak yapılmaktadır. Şebinkarahisar-Asarcık
Köyü arasındaki çalışmalar da genişletme çalışmasıdır. Bu hali ile fiiliyatta,
Giresun-Şebinkarahisar Yolu'nun bir ara
yol olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu'nda şu anda yapılan çalışmalar, yine bölünmüş yol çalışması olmayıp,
iyileştirme adı altında yapılan genişletme çalışmalarıdır. Bu çalışmalar da yolun
ara yol olarak değerlendirildiğini ortaya koymaktadır.
Ladik-Taşova
gibi ara yol sayılabilecek yollarda yapılan çalışmalarla ciddi anlamda
iyileştirmeler yapılırken, yine ara yol olarak sayılabilecek Şarkışla-Yıldızeli
Yolu bölünmüş yola dönüştürülürken, Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'ndaki mevcut virajlar ve rampaların hala ortadan kaldırılmadığı, yani
iyileştirilmediği ve dahası planlanmadığı bile açık olarak ortadadır.
TRAFİK YOĞUNLUĞU
Karayolları'nın
internet sitesinde yer alan trafik istatistiklerine göre, yukarda ara yol
olarak bahsettiğimiz yollardaki araç trafiği ile Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri
Yolu'ndaki araç trafiği birbirine yakındır. Birbirine yakın araç trafiğine
sahip o yollar bölünürken, Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu'nun
bölünmemesini anlamak mümkün değildir.
Öte
yandan, şu anda, gerek Merhum İsmet İnönü'nün önerdiği ve Ecevit Hükümeti
döneminde planlanan ve gerekse de Dokap Nihai Planında öngörülen
Niksar-Şebinkarahisar-Bayburt-Artvin yolu, Şebinkarahisar dışlanarak bölünmüş
yol olarak hayata geçirilmektedir
NE
YAPABİLİRİZ? YA DA NE YAPMALIYIZ?
Şebinkarahisar'ın
artık beka sorunu haline gelen yol sorunu, sadece siyasetçilere bırakılmayacak kadar
önemli bir sorundur.
Öncelikle,
bugüne kadar kullanılan siyasi kanallar dışına çıkılarak, ülkemizin yönetim
yapısı da dikkate alınarak, konu doğrudan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'a iletilmeli, sorun anlatılarak çözüme yardımcı olması talep
edilmelidir. Niye bunu söylüyoruz ? Çünkü, Eğribel Tüneli'nin inşaatına
başlanmasında, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak
Giresun'da seçim meydanında verdiği sözlerin çok büyük etkisi olmuştur.
Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın da Ulaştırma Bakanı iken Şebinkarahisar'da 40
kilometrelik Suşehri yolunu da bölebilecekleri şeklinde bir sözü bulunmaktadır.
Ancak, Eğribel Tüneli’nin tek başına yol sorunumuzun
çözümüne yeterli olmayacağı açıktır. Kısa vadede, Pınarlar Tüneli'nin inşaatının
başlanmasının sağlanması gerekmektedir. Söz verilmesine rağmen bugüne kadar bu tünelin
ihalesi yapılmamıştır. Bu tünelin yapılması ile yolun en tehlikeli bölümü
güzergah dışında kalacak, yol önemli ölçüde kısalacaktır.
Öte yandan, Giresun-Şebinkarahisar
Yolu'nun, Ulaştırma Bakanlığı'nın Karayolu Sektörü kitapçığında yer aldığı gibi
bölünmüş yol olarak yapılmasını sağlamak, bunun için toplumsal ve özellikle
siyasi bir baskı oluşturmak, yolun önemini her platformda anlatmak, bu yönde
girişimlerde bulunmak gereklidir.
Yıllarca Tirebolu-Torul
Yolu ile ilgilenen Giresun halkı, esnafı, siyasetçisi bugün dahi Şebinkarahisar
yolunun önemini idrak edebilmiş değildir. Bu
yolun sadece Şebinkarahisar'ın değil Giresun'un da yolu olduğunu Giresun
kamuoyuna benimsetmemiz gerekiyor. Gerçekten de Giresun Limanı'nın işlerlik
kazanması için İç Anadolu'ya bağlantısının sağlanması gerekmektedir ki, bu da
Giresun-Şebinkarahisar-Suşehri Yolu ile mümkündür.
Şebinkarahisar'ı Akdeniz'e bağlayan ve İstanbul Yolu olarak lanse
dilen Şebinkarahisar-Suşehri Yolu, ilçemizin çok net olarak en önemli yoludur
ve bu yolun yeni bir güzergahtan bölünmüş yol olarak yapılmasını sağlamak
öncelikli ve önemli hedefimiz olmalıdır.
Şebinkarahisar-Suşehri
mevcut hali ile irdelendiğinde, Hocaoğlu köyü yakınlarında 867 m rakımda iken,
Uğurca Köy yol ayrımında 1254 metreye çıkmakta, Yedikardeş Köyü yakınlarında
Darabul Deresi'nde 924 metreye inmekte, Ekecek Köyü yakınlarında da 1405
metreye yükselmektedir. Yol bu hali ile sadece ve mecburen
Şebinkarahisarlıların kullandığı yol durumundadır. Bu hali ile, Şebinkarahisar
çıkmaz sokak olmaya adaydır.
Şu
anda, Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt, Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu yapıldıktan
sonra bu yolu kullanmaya başlamış, yolun açıldığı 2012 de 400 olan günlük
ortalama araç sayısı 2016 yılında 560'a ulaşmıştır. Şiran-Çamoluk-Gölova Yolu'nda
halen bölünmüş yol çalışmaları yapılmaktadır. Bu yol bölünmüş yola
dönüştürüldükten sonra o istikametten gelecek bir çok araç artık
Şebinkarahisar'dan geçmeyecektir.
SONUÇ
Kısacası,
sivil toplum kuruluşları, yerel siyasetçi ve yöneticiler, ilçe halkı, tüm
Şebinkarahisarlılar olarak, Alucra halkını da yanımıza almak sureti ile birlikte,
bir bütün halinde yol sorunu üzerinde
çok çaba sarfetmemiz, çözüme yoğunlaşmamız gerektiğine inanıyorum.
(Bu
yazı, 2-3 Kasım 2017'de İstanbul'da yapılan Şebinkarahisar Sempozyumu'nda
yaptığım konuşmadan derlenmiştir.)