KARAHİSAR-I
ŞARKİ'DEN BİR "AKİL İNSAN"
Bilindiği gibi, geçmişte ilçemiz topraklarında da
eylemler yapan terör örgütünün hapisteki lideri ile yapılan, içeriği bir türlü resmi ağızlardan
açıklanmayan, ancak Başbakan'ın Devlet Başkanı olmasını ve ülkenin bölünmesine
neden olabilecek yeni anayasanın kabul edilmesini sağlamaya yönelik olduğu
anlaşılan bir anlaşmanın Türk Halkına benimsettirilebilmesi için bir "akil
insanlar" heyeti oluşturuldu. Gazetelerde, bu akil insanlar heyetinin,
Osmanlı'nın son dönemlerinde Damat Ferit Hükümeti tarafından oluşturulan
"Heyet-i Nasiha" (Nasihat Heyeti) ile aynı niteliği taşıdığı
iddiaları dile getirildi.
"Heyet-i Nasiha" ile
ilgili bir araştırma yapan Mevlüt Çelebi'ye göre, uzun yıllar süren savaşların bütün
sıkıntısını çeken Anadolu’nun harap olması yetmiyormuş gibi, azınlıkların
silâhlı çeteler kurarak Türkleri sindirmeye çalışmaları ve Türklerin de can
güvenliklerini korumak için harekete geçmeleri sonucu, Anadolu’da asayiş
bozulmuştu. Özellikle Rumlar, Hükümet’e meydan okumaya başlamışlardı. İzmir'in
işgal edileceği söyleniyordu.
1919
yılının başlarında Sadrazam Damat Ferit Paşa, şehzadeler başkanlığında vilâyetlere,
mülkiye, ilmiye ve askeriyeden seçilecek kişilerden oluşacak birer “heyet-i
fevkalâde” gönderilmesi fikrini benimsedi. Sadrazama göre heyetler, “hukuk-u
mukaddese-i devlet ve milletin sıyânetine çalışılacağı” hakkında halka, padişah
adına teminat vereceklerdi. Oluşturulan Anadolu Heyet-i Nasihası Başkanı
Şehzade Abdürrahim Efendi’ye göre; “heyetin bu seyahatten amacı, savaşın
felâketlerinden etkilenen Anadolu halkını se-lâm-ı şahane ile taltif etmek ve
aynı zamanda Anadolu’nun ihtiyaçlarını yakından görerek neticesini hükümete
bildirmektir. Sadrazam Damat Ferid’e göre ise, Heyet-i Nasiha’nın vazifesi,
“daha ziyade manevidir. Vazifesi, ahaliye selâm-ı şahaneyi tebliğ etmek,
padişahımızın kendilerini düşündüğünü anlatmak ve ân-ı hazırda kalb-i hümayunlarının
da tebanın kalbi gibi rencide olduğunu anlatmaktı."
Kısacası
Heyet-i Nasiha'nın temel gündem maddesi halkı yatıştırmaktı. Heyet halka “barışın ancak koşulsuz teslim ve düşmanı
kızdırmamakla sağlanacağını” anlatmakla görevlendirilmişlerdi.
Üyeleri
Sadrazam Damat Ferit tarafından seçilen ve Şehzade Abdürrahim Efendi
başkanlığında Anadolu’ya gönderilmesine karar verilen birinci heyet, Bahriye
eski nazırı ve ayandan Ali Rıza Paşa, Divan-ı Harb-i Örfî eski reisi Mahmud
Hayret, Süleyman Şefik Paşa, Erkân-ı Harbiye mirlivalığından emekli Ali Fevzi,
Bursa Müftüsü Ömer Fevzi, Pazarcık eski müftüsü Halil Fehim, Karahisar eski
mebusu Yanko Güvenidis, Dahiliye Nezareti Memurin-i Kalem Müdürü Ohanes
Ferid'den oluşuyordu.
16 Nisan 1919 günü İstanbul'dan
hareket eden ve Bursa ve Balıkesir'de
törenle karşılanan ve ilgi gören Anadolu Heyet-i Nasiha'sı, İzmir'de Rum
gazetelerin, Aydın'da da Türk din adamlarının tepkisi ile karşılaştı. Heyet, hükümet
konağı önünde toplanan halka önce padişahın bildirisini okuyordu. Padişah
asayişin korunmasını ve hükümete itaat edilmesini istiyordu. Ayrıca, heyetteki
bir paşa veya yüksek dereceli bürokrat konuşuyordu.
Heyet-i Nasiha Aydın’da ikiye
ayrıldı. Mahmud Hayret Paşa başkanlığında ve Süleyman Şefik Paşa, Yanko Bey ile
Halil Fehim Efendi’den oluşan heyet Muğla’ya giderken, Abdürrahim
başkanlığındaki heyet de Burdur’a hareket etti. Bu heyetin Muğla’ya gidişinin bir nedeninin
de Hürriyet ve İtilâf kulübünü açmak olduğu, o dönemi yaşamış kişiler
tarafından yazılmıştı. Afyon, Antalya'ya
da uğrayan Heyet-i Nasiha’nın Burdur ve Isparta gezilerini değerlendiren
İngiliz denetim subayı, “şehzade ve çevresindekilerin, halkın heyete yaptığı
sevgi gösterilerine kendisinin dikkatini çekmekteki gayretlerine bakarak,
heyeti göndermekteki asıl amacın, unsurlar arasında barışı sağlamaktan çok
hükümet ya da sarayın taşradan bekleyebileceği desteği tespit etmek olduğunu”
raporunda belirtiyordu.
Heyet-i
Nasiha’nın Konya’da bulunduğu günlerde, İzmir, 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar tarafından işgal edildi ve bu olay
üzerine Heyet-i Nasiha 18 Mayıs 1919
günü İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. Heyeti-i Nasiha'nın önceden planlanan
Trabzon ve Karadeniz gezisi yapılamadı. 28 Nisan’da Trakya’ya hareket eden Şehzade
Cemalettin Efendi başkanlığındaki ikinci heyet de aynı usullerle kentleri
ziyaret ederek çalışmalarını sürdürmüştü.
Anadolu
Heyet-i Nasiha'da yer alanlar arasında ismi bulunan "Karahisar eski mebusu
Yanko Güvenidis", Meclis-i Mebusan'ın 3. döneminde, yani 1 Mayıs 1330
(1914) ile 21 Aralık 1334 (1918) tarihleri arasında Karahisar-ı Şarki'yi temsil
eden Rum kökenli milletvekili Yanko Küvanoğlu Efendi'dir. TBMM internet
sitesinde yer alan Meclis-i Mebusan'ın
3. döneme ait toplantı tutanaklarında
Yanko Küvanoğlu Efendi'nin "Ayvalık
ve civarındaki Rumların tebîdinde methaldar olan Liman Von Sandres Paşa
hakkında Hükümetçe ne gibi tahkikat ve takibatta bulunulacağına dair sual
takriri"nden başka bir faaliyetine rastlanmıyor.
Elimizde
henüz ayrıntılı bir bilgi bulunmasa da, şimdiki "akil insan"ların
çoğunun hükümete yakın olması gibi Karahisar-ı Şarki eski mebusu Yanko
Küvanoğlu Efendi de, Heyet-i Nasiha'da yer aldığına göre, Damat Ferit
Başkanlığı'ndaki Osmanlı Hükümetine yakın birisi olması gerekiyor. Yine,
Heyetin Aydın'dan Muğla'ya Hürriyet ve İtilâf Fırkası'nı açmak amacıyla ayrıldığı belirtilen kolunda
bulunduğuna göre, Hürriyet ve İtilâf Fırkası'nın önde gelen simalarından olduğu
kabul edilmeli. Buradaki konu ile ilgili olarak kısaca ifade etmek gerekirse, 1911
yılının Kasım ayında kurulup, Ocak 1913'de dağılan ve Ocak 1919'da tekrar
faaliyete geçen Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Mustafa Kemal'in Anadolu'da
başlattığı, Kurtuluş Mücadelesi'ne şiddetle karşı çıkıyor, Kuvayı Milliye'yi, İstanbul'daki meşru
hükümete karşı bir ayaklanma sayıyordu. Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın etkin
isimlerinden biri de, daha sonra ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve Yüzellikler'den
olan Karahisar-ı Şarki eski mebusu Ömer
Feyzi Efendi idi.
İşin
ilginç yanı Karahisar-ı Şarki Mebusu Yanko Küvanoğlu Efendi, o zamanki Osmanlı
Yönetimi'ne yakın bir "akil insan" olarak görev yaparken, aynı
tarihlerde diğer Karahisar-ı Şarki eski mebusu Serdarzade
Mehmed Mustafa Efendi (Atay, Serdaroğlu) Erzurum Kongresi’nde Karahisar-ı Şarki’yi
temsil eden delegeler arasında Mesudiye Delegesi olarak yer alıyordu. Zaten, Heyet-i Nasiha, Erzurum ve Sivas
Kongrelerinden sonra etkisini tamamen yitirdi.
KAYNAKLAR:
1- Mevlüt
Çelebi, İzmir’in İşgalinden Önce Şehzade Abdürrrahim Başkanlığında Anadolu’ya Gönderilen
Nasihat Heyeti (Anadolu Heyet-i Nasihası): 16 nisan- 18 mayıs 1919, dergi sayı
18, (http://atam.gov.tr)
2- Ercan Dolapçı, 1919'un Akil Adamlarını Aydın'dan
Kovmuşlardı, Aydınlık 9 Nisan 2013
3- http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_dergisi_pdfler_mmb.meclis_donemleri?v_meclisdonem=0
4-
http://baydin2.blogspot.com/2013/02/yerel-tarih_6621.html
5-
http://hakimiyetimilliye.org/2013/04/nasihat-heyeti-alev-coskun/
6-http://baydin2.blogspot.com/2013/03/milletvekillerimiz.html
7-Milli Mücadele Döneminde Hürriyet ve İtilaf Fırkası,
Hacer Göl, Doktora Tezi.